Batın-Zahir felsefesi, imamet düşüncesine, daî erkanı kabul edilen unsurlar üzerine
uygulanmıştır. Taharet, namaz, zekat, oruç, hac, cihad, velayet gibi dinin
temel hususlar batın-zahir felsefesine göre yorumlanmıştır. İsmailîlikteki hakaik
gizli, bir gerçekliğin içerik dünyasını temsil eden bir gnostik sistem oluşturur. Bu
gizli manevî gerçeklik dünyasını temsil eden bilgiyi normal bilgiden (zahir) ayırt
etmek gerekmektedir. Bu bilgi, daha sonralan genellikle “Marifet” olarak da anılmıştır.
Bu yönüyle ilmi bilgiden ayrıdır. Arifane bilgi “dini sırların yüce bilgisi”
veya “gizli ve vahiy ilham edilmiş” bilgi devamlı ve daha isabetli olur. Çünkü bu
şahsî ve mistik bir bilgidir. Daha çok seçkin ve mistik tabiatlı insanlara aittir. Dolayısıyla,
bu nitelikteki insanlar tabiat üstüdür. Bu düşünce tarzı, I. ve II. yüzyılda
Yunan felsefesinin, bilhassa Eflatun ve Yeni Eflatuncu felsefesinin etkisiyle yani
felsefî cereyan olan İsfaniye mezhebi denen Gnostizm’den etkilenmiştir.