İnsanın orjinalitesinden, derinliğinden, suyun taştan süzülmesi misali duyguya akması gibi, dille ifadesi, akılla anlaşılmazı zor.. İki kör birbirine aşık olabilirmi? diye merak uyandırma amaçlı sormuştum arkadaşlarıma. Bu merakım üzerine bir ara gözlerin anatomisi, fizyolojisi ve biyokimyası üzerine araştırma yolculuğuna çıkmıştım, belgeseller izlediğimi hatırlıyorum.. Başladığım yerde bırakmışım :( Bu alıntıyla yine hatırladım. Ayrıca böyle bir tespiti ilk kez okumuş olmadığımı da hatırladım; İmam-ı Rabbani'nin "Mektubat"ında okumuştum. Fark, birinde insan+insan(karşı cins), diğerinde insan+Allah "ilişkisi" sözkonusu olmasındadır. Demek ki, derinliğimizde böyle bir duygu yatar, fark onun ifadesinde ortaya çıkmış. Bu da onu ifade edenin hangi açıdan incelediğine bağlıdır diye düşünüyorum. Bu alıntıya bir roman yazılır :) ;)
Nacizane düşüncem, gözle görünen tutkudur, kalpten hissedilense aşktır. Tutkulu bir aşk kısa sürebilir ama sevgi dolu bir aşk uzun süreli olacağına inanırım. Bu bağlamda körlerin aşkının uzun sürmesini anlayabilirim.