Aragon'un kitap hakkında söylediği "Dünyanın en güzel aşk hikayesi" sözü kitap hakkındaki olumlu düşüncelerimi , kitabı okuma isteğimi ayyuka çıkardı. Kitabı bu vesileyle elime aldım ve okumaya başladım. Kitap kısa olduğu için daha ilk sayfalardan itibaren bir "devlerin aski"ni aramaya başladım. Aradığımı buldum mu,kesinlikle hayır.
Yeni evlenmis fakat savaş sebebiyle yiğidi cephede olan bir kız.. Çok da güzel bir kız. Savaştan yaralı olarak dönen Danyar ile başlayan ve öyle de biten bir Lanet olası Ask-ı Mennu daha.
Oldum olası yasak asklardan haz almadım. Ben olayın burasindayim. Ne olurdu cephede vatani için milleti icin düşmanla çarpışan yiğidini bekleseydin Cemile ne olurdu! Kocana SADIK kalamadin Cemile kalamadin.
Kitabın dili mükemmel olmasına rağmen ve kitabın sonu beni son derece etkilemesine rağmen hala aklım burada.Bu sebeple Victor Hugo'nun dilenci siiri benden Sadik'a gelsin.
Sen hergün köşe başlarında
Yırtık urbanla kirli ellerinle
Avuç açan sefil insan
Inan yok farkımız birbirimizden
Sen belki tüm yaşamın boyunca dinlenecek
Istediğin beş kuruşu birisi vermezse
Ötekinden isteyeceksin
Ama ben tüm yasamim boyunca
Tek bir kez dilendim
Acımasız bir kalbin sevdasi ile alevlendim
Öylesine boş öylesine açık kaldı ki elim
Yemin ettim bir daha aşk dilenmeyecegim.
Nacizane Son söz de Aragon'a gelsin
Yasak aşklardan doğan hiç bir aşk " Dunyanin en güzel aşkı" değildir fikrimce.
Iyi okumalar.