Gönderi

Bir Süper Kahraman Öğretmenin Hikayesi
İçlendim... İlkokula başladım, minicik gövdeme boyum kadar çantayı taktılar, mavi önlüğüm, al yanaklarım ve başımın tepesinde iki yana açılmış iki şemsiye misali saçlarımla okul yolunu tuttuk annemle. Sınıftan içeri girdik, kalbim Kamran yakın mesafede duran Feride misal Ramazan davulu gibi atıyor. Belki de abartıyorum, o yaşta atsa atsa serçeninki kadar atar. Ağlayan, annesinin sırtına atlayan, ''beni burda bırakma'' diye bağıran geleceğin mafya kılıklı bebeleri, benim gibi akıllı uslu gülümseyerek çevresini izleyen hanımefendi, beyefendi çocuklar, yanakları al al olmuş yeni bir maceranın eşiğinde sıralarda oturuyoruz. Annem de öğretmen gelene kadar bekliyor yanımda. Biraz da gururlu. Birçok çocuk ağlarken, onun kızı akıllı uslu duranlardan. (Evde vitrini birkaç kere devirmiş olabilirim. Ağaca daldığım için sık sık ev sahipleri tarafından kovalanmış olabilirim. Bir kere kaybolma şakası yapmış, kardeşimi çatlatma derecesinde gıdıklama oyunları yapmış olabilirim. Evdeki annemin çeyizi namına anneannesinden kalma şekerlik de dahil 100 küsur parça şeyi kırmış olabilirim. Onlar konu dışı.) Okul başladı, herkes okumayı söküyor ben de tık yok. Bir türlü anlamlandıramıyorum. Herkes soldan okuyor ben sağdan okumaya çalışıyorum. Harfler havada uçuşuyor. Ali ata niye bakıyor, nasıl bakıyor, nerede bakıyor? Hürmetli Senar Kepeci de öğretmenimin adı. Benim bu hallerime sağolsun, iki yumrukla cevap verdi. Hiç unutmam. Sağ elini hani derler ya sumsuk, ayyynen öyle şekil vererek benim başıma vurdu. Öyle yapınca öğreneceğim ya. Kendimi Tom ve Jerry'deki Tom gibi hissettim. Hani başına sürekli darbe alırdı ve çevresinde yıldızlar uçardı. O yıldızları gördüm. Gerçekler. Aradan zaman geçti tabi bende okuma güçlüğü var hala. Yarıyıl tatili geldi. Annemle rahmetli babam kitap fuarına gittiler. Döndüklerinde ellerinde poşet poşet kitap. 50 küsur. Kalbim nasıl atıyor... Birkaç tanesi 1. sınıfa uygun değildi. Onlar haricinde olanların hepsini o tatilde okudum. Sesimi kontrol etmeyi, güzel okumayı öğrendim tek başıma. Dönem başladığında öğretmen inanamadı. Yumruk attığın o minik kıza dön de bak istedim, derdim de o zamanlar piyasada böyle sözler, bende de o yürek yoktu. En azından okulda :) Her gün parçaları bana okutmalar, şiirler okutmalar, beni herkese örnek göstermeler, veli toplantısında övmeler falan. Tabi canım anamla babamın yumruklardan haberleri yok. Olaydı babam da anam da o yumruğu ona yedirirlerdi. Sonra bu bizi 2. sınıfı da okutup emekliye ayrıldı. Giden aslında eli zopalı da olsa kötü öğretmen değildi. Hakkını yemeyim. Ondan daha beteriyle karşılaşmadan önce hayatımın süper kahramanı ile karşılacaktım. 3. sınıf başladı. Sözleşmeli bir öğretmen geldi. Yani geçici. Adı Ali Oymak. Bakın bir insanın hayatına 5 sene böyle bir öğretmen dahil olsa, o çocuk neler neler olmaz ki... Topu topu birkaç ay bize öğretmenlik yaptı. Flüt öğretti. Matematiği sevdirdi. Her hafta 1 kitap bitirmemize vesile olacak etkinlikler yaptı. Sınıfımıza minik bir kütüphane kurduk. Asla kitaplık değil :) Her birimiz en az 1 kitap katkı sağladı. Sonra bunları dönüşümlü okumaya başladık. Sonra bir gün saçlarımı okşayıp, her hafta en çok okuyanlara kitap hediye ederdi, o haftanın hediye kitabını verdi: Ah Masalı. Hayatımda hissettiğim en özel anlardan biriydi. Sürekli flüt çalardım evde. Şarkıları dinler, flütten de çıkarırdım. Sonra bendeki bu eğilimi fark edince bana nota derlemesi bir fotokopisi vardı, onu verdi... Bunu yazarken boğazım düğüm düğüm... Yine saçlarımı okşadı ve dedi ki ''Bunlar sende kalsın. Sen çok ilgilisin ve güzel çalıyorsun yavrum...'' Yahu bir insan, bir öğrenciyi bu kadar mutlu edebilir mi? Matematiği sevdirdi bize. Koca sınıftan bahsediyorum. Sonra bir gün kapı çaldı. Hoca dışarı çıktı. Kapı kenarı en ön sırada oturuyordum. Hoca geri geldi. Dedi ki ''Arkadaşlar yarın aranızdan ayrılıyorum... Görev sürem doldu. Yerime başka bir öğretmen gelecek.'' Hayatımda dünyamın başıma yıkıldığı ilk andı... Ben o kadar çok ağladım ki... Anlatamam... Şu anda da ağlıyorum... Hocam 26 yaşındayım ve ben sizi hiç unutmadım... Size ulaşmak için çok uğraştım ama olmadı. Açtığınız yolda bazen tökezleyerek ve hatta sizden sonra epey dağıtarak da olsa devam ettim. Kitap okuma alışkanlığımı, sevginizle ve ilginizle siz beslediniz. Baba gibiydiniz... Ne talih ki rahmetli canım babamın adı da Ali'ydi... Hayatımdan geçtiğiniz için müteşşekkirim... Keşke bu satırlara denk gelseniz...
··
122 views
Resul Bulama okurunun profil resmi
Güzel insanlar güzel atlara binip gittiler Kübra Hanım. “Bâki kalan bu kubbede hoş bir sadâ imiş”
K. okurunun profil resmi
Ne güzel söylemişsiniz..
Zeyneb Öztürk okurunun profil resmi
Ahhh Kübra Sultan ahhh.. bu saatte beni nerelere götürdün bir bilsen... Simdilerde nasıl öğretmenler bilmem de, benim öğretmenim saçlarımı örerdi:).. Çocukları da çiçekleri de severdi, envai çeşit çiçek getirirdi sınıfa. ..bizlerle sulardı sonra. O zamanlar pek imkan yoktu. Ninem bizdeydi, hastaydi. Doktor olacam ben derdim.. okul çıkışları kendi arabasıyla beni dersane sınavlarına götürürdü öğretmenim :)) Yıllar sonra buldum onu, inşallah sen de bulursun. Ziyaretine gittim.öptüm muhterem ellerini, kokladım...ayni sabun kokuyor... Kanser tedavisi almış. .biraz da alzheimer, yatalak:( Beni görünce "doktor oldun mu kiz?" Dedi merakla... alzheimerda eski hafiza korunur gerçi ama onca sene gecmisken, ben o kadar değişmişken.... Hafızası gibi çiçek sevdasi da ayniydi..yataginin etrafi cicek doluydu;)). ... Gecenlerde bir haber izledim. Liseli öğrenciler öğretmenlerini çekmişler videoya, kucağına alip dalga gecmeler, gülüp aşağılamalar...var ya iki gece uyuyamadim desem...oturdu içime, yazık be.. Bir de son olarak, Rabbim rahmet eylesin babana. Ne kadar oldu bilmiyorum da, baba ayrılığı hep yeni gibidir muhtemel... Rabbim merhametiyle, vefasıyla karşılasın. ..ebedi beraber eylesin sizleri...basin sagolsun kübracim...
2 previous answer
K. okurunun profil resmi
Ne güzel bir öğretmenmiş o... Ne şanslısın abla... Biz toplum olarak bazı değerlerin altını boşaltmayı bu kadar ''medeni'' görürsek daha çooook eyvah deriz..
1 next answer
Metin T. okurunun profil resmi
"Yumruk attığın o minik kıza dön de bak istedim, derdim de o zamanlar piyasada böyle sözler, bende de o yürek yoktu." Kocaman yürekliydin eminim o zaman da, ama bir o kadar da naifmişsin. İyi ki de dememişsin. Çünkü, eminim o anı sık sık hatırlayıp kendinden utanmıştır o da. Çoğunlukla susmak anlatmanın en iyi yoludur. Sevgi alan sevgi dağıtır derler ve buna katılırım. Sen gibi. Anacığın ve babacığın seni çok sevmişler belli ki. Bu bir şans elbette. Annelerde daha azdır illaki ama öyle babalar gördüm ki, sen niye çocuk yaptın be adam, diye düşündüğüm oldu. Kazma. İskele babası. Eğitimle alakalı ta bu yaşıma kadar memnun olan bir Allah'ın kuluna rastlamadım. 60'ların ikinci yarısında ilkokula gittiğim zamanlarda da büyük kızımı 90'ların ikinci yarısında okula yolladığım zamanlarda da, aynı lakırdı edilirdi. Eğitim kötü. Çok şey değişti ama bu şikayet hiç değişmedi. Benim zamanımda ilkokul ikinci sınıftan başlayarak öğrenciler kümelere ayrılır, öyle oturtulurlardı. En çalışkanlar Atatürk kümesinde otururlardı. En önde ve sınıfın öğretmen masasının karşısında ikamet ederlerdi. Sonra, aklıma geldiği kadar, onların kapıya yakın tarafında arılar kümesi olurdu. Daha arkada karıncalar olurdu. En arkada çöp tenekesi kümesi olurdu. Öğretmenler doğal seleksiyonun sınıf temsilcileri gibiydi mübarek. Kümeler arası geçişler Mark'sı doğrulayacak oranda az olurdu. Çöp tenekesi mensupları beşten sonra eğitime devam etmişler midir, hiç bilmedim. İllaki olmuştur. Ve sıkı dayak olurdu. Dayak yerken eşşeğin bir an evvel sudan gelmesi için dua ederdik. Ama, gariptir, bu dayak bize pek vahim gelmezdi. Çünkü aksinin olduğunu kafamız almazdı. Yediğimiz dayaklar muhabbetlerimizin en tatlı bölümleri olurdu. Ve iyi öğretmenler olurdu. Çok değillerdi ama varlardı. Galiba onlar çocukları severlerdi. Sait Faik'te, o müthiş, şarkılara, sevdalara ilham olmuş, kitaba ismini veren öykünün 71. cümlesiyle başlayan kelime dizisini, “Yalnızlık dünyayı doldurmuş. Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey," okuduğum zaman, anam babam değil de, işte o öğretmenlerim geldi aklıma. Var olsun Ali öğretmenler. Değerli Sueda Reyyan'ın, Osmanlı hanımefendisinin dediği gibi, nerelere götürdün bizi yahu. Ömrüne bereket Kübracık.
K. okurunun profil resmi
Sustuklarım anlamadıklarında, susmanın en iyi yol olup olmadığını sorgulamaya başladım. Sonra anladım, insan istediğini anlarmış yalnızca.. Sizin zamanınızda da öğrencinin özgüvenini nasıl paralarız diye epey düşünmüşler herhalde. Bu yapılanların başka bir açıklaması olabilir mi bilemedim. Sıkı dayak... Metin Amca şimdi öfkelendim bir de onu yazayım siteye. Sizin de ömrünüze bereket. Bir yerlerde var olduğunuzu bilmek dahi benim için ne kadar kıymetli biliyorsunuz...
İpek Demirer okurunun profil resmi
Acaba herkesin hayatından harika bir sözleşmeli öğretmen geçiyor mu ? Benim sözleşmeli öğretmenimin adı Arife Hülya Erbaydı. Yazınız bana onu hatırlattı. Gözlerim doldu. Oscarlık bir filmin fragmanı gibiydi Hülya öğretmen. Kısa sürede bize çok şey kattı. Ve ona olan sevgimiz kadrolu bazı öğretmenlerimizi çileden çıkma derecesine getirmişti. Malesef ki ben de hiç uşlaşamadım kendisine. Ben de bu yazıyı yazıp beni çocukluğuma götürdüğünüz için müteşekkirim. Kaleminize sağlık var olun.
2 previous answer
K. okurunun profil resmi
İyi insanlar gitmeye hep mahkum mu? Bizler sevdiklerimizin ardında böyle boynumuz bükük ve her hatıra kırık bir kol gibi sızlarken... Bilirsiniz, mutluluk da geçmişe karıştığında, gün gelir hüzne dönüşür ve ''Hey gidi eski günler'' olur adı... Siz de var olun İpek Hanım...
1 next answer
Bu yorum görüntülenemiyor
Semih Doğan okurunun profil resmi
Keşke elimden gelseydi de size Ali Oymak hocanızı getirebilseydim. Böyle duygu dolu yazılar sarsıyor insanı Kübra Hanım; fakat o sarsıntı aynı zamanda da mutlu ediyor. Gerçekten çok değişik bu insan dediğimiz varlık... Belki Ali Oymak hocamızı bilen duyan vardır diye paylaşıyorum güzel yazınızı. Kaleminize sağlık Kübra Hanım...
K. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Semih Bey... Sağolun. :)
Vildan Yılmaz okurunun profil resmi
İçime birşey oturdu gece gece, boğazlarda hep düğüm zaten. Umarım bulursun hocanı, ben bana iz bırakan hocamı buldum. Mükemmel bir duygu iki yetişkin olarak konuşabilmek. Kalemine sağlık :))
K. okurunun profil resmi
Ne güzel, darısı başıma.. Teşekkür ederim..
Nur-AL okurunun profil resmi
Öğrencilerin başarısında öğretmenlerin büyük etkisi var. Özellikle de matematik gibi derslerde :) Bu konuda şanslı olan öğrencilerden oldum ben de. Sonraki eğitim hayatımdaki seçimlerim de bu nedenle bu doğrultuda oldu :) Ellerine sağlık Kübracığım, çok samimi ve içten bir yazı olmuş :)
K. okurunun profil resmi
Öğretmen ah öğretmen... Bir dahakine ondan sonra gelen kadın velileri süzen, sonrasında gelen başka bir manyağın da bütün sınıfı sıra dayağına çekişlerini anlatayım. Ne kadar dalgalı bir eğitim hayatım olduğunu öğrensen şaşarsın abla.. Teşekkür ederim :)
2 next answer
bhmflzf okurunun profil resmi
Eğitim yaşamı boyunca hiç öğretmenle karşılaşmayan insanlar var bu ülkede.Ne mutlu sana ki sen bir öğretmenle karşılaşabilmişsin Kübra.Ne güzel öğretmenmiş Ali Hocam sende ve arkadaşlarında saygının yanında sevgiyide yeşertmiş.Umarım bi gün karşılaşırsın Ali Hocamızla.
K. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Mehmet Bey, inşallah... Yaşıyor mudur bilmem...
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.