İlk olarak kitabı çok beğendiğimi söylemeden edemeyeceğim ki 10 puan vermemden de anlaşılıyordur.Kitap sade ve akıcı bir dil kullanılarak yazılmış ve güzel bir kurgu ve olay örgüsüne sahip. Kitapta Dr. Salvator’un üzerinde deneylerle geliştirdiği su adamı İthiandr’ın hayatının bir kısmını okuyoruz. İthiandr su altında yaşayan okyanus ve denizleri evi bilmiş bir su adamı. Burada yunus dostları ile eğleniyor, kendine yeni alanlar oluşturuyor, karaya vuran veya avcılar tarafından yakalanan balıkları kurtarıyor. Sadece balıkları değil insanlarıda kurtarıyor. Kitapta insanlar İthiandr’ı deniz şeytanı olarak adlandırmış ve ondan oldukça korkuyorlar.Fakat Zurita adında bir inci avcısının aç gözlülüğü bu korkuya baskın gelip İthiandr’ı yakalamaya girişiyor ve olaylar burada başlıyor. Ayrıca İthiandr’a, İthiandr’ın baba dediği Dr. Salvator tarafından sadece işine yarayacak bilgiler anlatılmış. Bu yüzden deniz ve okyanus dışında bir çocuktan fazla şey bilmiyor. Kitapta yeni duygularla, kelimelerle, insanlarla ve kötülüklerle karşılaşıyor. Kitapta Dr. Salvator’a hayran kaldığımı söyleyebilirim. Çok zeki bir adam ve çok soğukkanlı.En zor durumda bile kendisini değilde İthiandr’ı düşünebilen birisi.Demekki İthiandr boşuna baba demiyormuş. Kitap genel olarak bize dinin ve toplumsal baskının insanlar üzerinde nelere sebep olduğu, onları nasıl davranışlara sürüklediği ve bilimin neleri başarabileceğini aynı zamanda okyanusların dünyadaki en büyük hazine olduğu anlatıyor. Ayrıca evrim teorisi ile ilgili bazı şeyleride öğreniyorsunuz. Okuduğum en iyi bilimkurgu kitaplarından birisiydi, kesinlikle herkese tavsiye ederim.