"Duran yok, akıp gidiyor ne varsa
Parça, parçaya tutunuyor, büyüyüp gelişiyor,
Biz de görüp ad koyuyoruz onlara bir bir.
Derken, ağır ağır
eriyip gidiyorlar, bildiğimiz şeyler olmaktan
çıkıyorlar.
Atomlarla tortop olup hızla düşen
güneşler görüyorum, sistemler,
biçimlenen; ne var ki, o sistemler, o güneşler
dönecekler ağır ağır geldikleri yere, kapılıp
da sonsuz akıntıya.
Sen de, Ey Toprak –imparatorlukların,
karaların, denizlerintüm
samanyolları arasında en küçüğü,
yıldızlarınla birlikte,
tortop olmuş sen de, bunlar gibi sen de
gideceksin. Gidiyorsun günden güne.
Kalan yok. Denizlerin ince bir sis ardında
kayboluyor: ay ışığı altında yok oluyor
kumların yerinde başka denizler
başka koyları ak tırpanlarıyle biçecekler."