Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

604 syf.
10/10 puan verdi
Bir kitabı beğenmenizdeki temel unsur nedir? Teknik anlamdan kusursuz olması mı, yazarın etkileyici anlatımı mı, kurgunun özgünlüğü mü? Benim için ana unsur hissedebilmektir. Uçurtma Avcısı'nı, Bronz Atlı’yı, Hayatın Kıyısında'yı da değerli kılan budur. Belki de bu kitapların birçok küçük kusurları, eksik tarafları vardır. Ama bu kusurların hiçbiri, bahsettiğim kitapları okurken hissettiğim duyguların önüne geçemez. Cam Çocuk ile bunun ne bağlantısı var diye sorarsınız ben de konuyu tam olarak buraya bağlıyorum. Cam Çocuk'un birçok küçük kusuru vardı, anlatımında , zaman ögelerinde , kurgunun işlenişinde ve daha benim göremediğim birçok yerinde. Ama bu kitap bana o kadar çok şey kattı ki kitabı okurken hissettiklerim ile bahsettiğim kusurları bir teraziye koysam hislerimin olduğu taraf daha ağır geleceği için kitaptan puan kırmaya gönlüm el vermedi. Kitap okumanın en kötü yanı nedir diye sorsalar sanırım cevabım bitirdikten sonra sevdiğin karakterlerin zihnimde açtığı hasar derim. Üzerinden zaman geçmesine rağmen Hasan’ı, Tatyana ve Alexander'ı, Theodore Finch’i unutamamın sebebi de budur. Artık bu arkadaşların yanına katılan iki karakter daha var. Anna ve Willow. Sizi bilmem ama eğer bir kitapta kendime çok yakın hissettiğim bir karakterle tanışırsam o kitap benim için çok değerli hale gelir. Anna ve Willow benim sürekli çatışan iki yanımı temsil ediyordu. Biri yaşadığı her şeye rağmen annesine ben çok şanslıyım derken, diğeri de nankör sıfatı yiyip küçük sorunları çok büyük hale getiren biriydi. Her iki karakterinde kendime çok yakın hissettiğim yönleri vardı ve bu kitabı benim gözümde daha değerli hale getirdi.Anna'nın yaptıklarına okurken belki çoğu insan hak vermez ve onu bencil biri olarak görür ama ben onu anladığım için yaptığı her şey derinlerimde bir yere dokundu hep. Cam Çocuk aslında bir nevi bizim küçük sorunlarımızı bile ne kadar büyük dertler haline getirdiğimizi sorgulatan bir kitap. Victor E. Frankl "Bir insanın acı çekmesi, boş bir odadaki gazın davranışına benzer. Boş bir odaya belli miktarda gaz verildiği zaman, oda ne kadar büyük olursa olsun, gaz odanın tamamına yayılır. Dolayısıyla insanın çektiği acının ‘büyüklüğü’ kesinlikle görecelidir." der ve ben bu sözün gerçekliğine hep inanmışımdır. Bu kitabın vermek istediği mesajla bu söz biraz ters düşüyor gibi görünse de aslında Willow'un ve Anna'nın çektiği acılar kendi içinde ve toplumsal olarak tamamen göreceli. Biri çok zor bir fiziksel hastalığa sahipken, diğeri psikolojik açıdan çakılmış durumda. Bu da aslında bize sözün vermek istediği düşünceyi çok güzel açıklıyor. Kitabı okurken aklımda sürekli bu söz dolaşıp durduğu ve kendimle de çok bağdaştırdığım için sizinle paylaşmak istedim. Cam Çocuk yorumumdan da anladığınız gibi çok sevdiğim, bana fazlasıyla dokunan ve zihnimin bir taraflarında vermek istediği mesajlarla yer edinen bir kitap oldu. Genel olarak her telden çalan bir yorum olsa da umarım buraya kadar okumuşsunuzdur ve yine umarım ki yorumumdan biraz bile olsa etkilendiyseniz kitabı okursunuz.
Cam Çocuk
Cam ÇocukJodi Picoult · April Yayıncılık · 2020944 okunma
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.