Türlü (donlar) giyer gülden naziktir -> (elbise)
Bülbül (cevretme) gel gül yazıktır -> (haksızlık etmek)
Çok hasretlik çektim bağrım eziktir
Güle gelir gelir canlar (paresi) -> (parçası)
Benim uzun boylu selvi çınarım
Yüreğime bir (od) düştü yanarım -> (ateş)
Kıblem sensin yüzüm sana dönerim
(Mihrabımdır) kaşlarının arası -> (imamın camide durduğu yer)
(Didar) ile mahabbete doyulmaz -> (yüz, çehre)
Mahabbetten kaçan insan sayılmaz
(Münkir) üflemekle (çırağ) söğünmez -> (inkar eden), (mum, ışık)
Tutuşunca yanar aşkın çırası
Pir Sultan Abdal'ım yüksek uçarsın
Selâmsız sabahsız gelir geçersin
Dilber muhabbetten niçin kaçarsın
Böyle midir yolumuzun türesi?