Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

456 syf.
4/10 puan verdi
Kitabı yoğun övgüler üzerine okumaya karar verdim. Genel anlamda güzel bir kitap. Özellikle serüven sevenler için ideal bile denilebilir. Aslında en çok ilgimi çeken kısmı ismiydi; ŞİBUMİ. Ancak ilk eleştirim ismi üzerine olacak. Şibumi kitabın 84.sayfasında şu şekilde tanımlanıyor; “Bildiğin gibi şibumi, sıradan, olağan görünümlerin altında yatan gizli üstünlükleri anlatır. Şöyle düşün; O kadar doğru bir söz ki, cesaretle söylenmesine gerek yok. O kadar dokunaklı bir olay ki, güzel olmasına gerek yok. O kadar gerçek ki, sahici olmasına gerek yok. Şibumi demek, bilgiden çok anlayış demek. İfade dolu bir sessizlik demek. Kendini kanıtlama gereği duymayan bir alçak gönüllülük demek. Sanatta Şibumi zarif bir basitliği ifade eder. Buna sabi denir. Felsefeyse kendini wabi olarak gösterir. Büyük bir ruhsal rahatlıktır ama pasiflik değildir. Bir insanın kişiliğindeyse...nasıl söylemeli... Hakimiyet peşinde olmayan otorite mi? Onun gibi bir şey...”- “İnsan Şibumi'yi elde etmez. Ancak onu...keşfeder. Bunu yapabilecek pek az sayıda üstün nitelikli insan vardır.”- “Daha çok, bilgilerden geçip basitliğe varmak gerek.” Ben kitabın bu açıklamayı verdiği sayfadan itibaren bunun üzerine yazılacağına bunu merkez alacağını düşündüm. Ancak hiç de öyle olmadı. Yani kitap nerdeyse şibuminin ne demek olduğunu anlatıyor sonra birkaç yerde bahsediyor, bu kadar. Bu kitabı okuyup da buna bir isim verelim deseydim en son vereceğim isim şibumi olurdu. Ya kitap isme uymamış ya da isim kitaba uymamış. Bence bu kitabın ismi Nicholia Hel olmalıydı :) İkinci eleştirim de bu konuda olacak. Yani bu nasıl bir kahramandır, nasıl mükemmel üstün yetenekli, güçlü. Yok yok Hel de :) bu karakter bana Nil Karaibrahimgilin “He man” şarkısını hatırlattı. Hiç uzun uzun yazmaya gerek, bence bu şarkıyı dinleyen herkes karakteri anlayabilir :) Diğer eleştirim de Hel karakteri üzerinden verilen Amerikan düşmanlığı mesajı. Bence yazar Hel’i sadece bir karakter ve onun siyasi düşüncelerini de bir hayali karakter görüşü olarak vermekten daha ileri geçmiş kitapta. Çünkü ciddi bir Amerikan düşmanlığı, eleştirisi seziliyor her sayfada. Bende bir Amerikan sempatizanı değilim tabi ki de ama bu denli hissettirmek de çok sıkıcı geldi doğrusu. Nerdeyse, yazar oturmuş bir kahraman kurmuş kafasında onu da Amerikalıların üzerine salarak Amerikaya olan düşmanlığını tatmin etmiş, kendi kendine öç almış gibi düşünüyorum. Üçüncü ve son eleştirim de karışık ve gereksiz insan-olay yoğunluğunun olması. Kitapta o kadar çok ve gereksiz karakterler var ki karıştırmamak için artık kişi tablosu oluşturdum. Olaylar da öyle tabi, sayfalar süren detaylar içeren ama özünde çok gereksiz olaylara yer verilmiş bence. Sonra cinsellikle ilgili olan kısımlar. Bana göre bunlar da gereksiz uzun ve detaylı. Bence okuyucunun zihnini canlı tutmak ve ilgiyi dağıtmamak için kullanılmış bir yöntem bu. Ve tabi ki de kitapta beğendiğim noktalar da var. Bir kere en sevdiğim özelliği insana kesinlikle bir şeyler katıyor. Kahramanın birçok ülkede bulunması, birçok dil bilmesi ve olayların yaşanmış tarihi konulara dayanması çok iyi olmuş. Şahsen ben açıp bu olaylarla ilgili birçok şey izledim, okudum. Tabi yazarın bunu hangi taraftan yazdığı, siyasi tavrı ve görüşü de eklenmiş oluyor ama artık o detaya girmiyorum. Bunun yanında farklı karakterler, kültürler öğrenme şansı tanıyor okuyucuya. Ve tabi ki de Go oyunu. Hiç yoksa her okuyanın bir kere ne olduğunu nasıl olduğunu merak ettiği güzel bir detay. Merak edenler alıp oynamaya aşamasına bile gelebilir. Bunun yanında yazarın dili de çok güzel bence. Altını çizdiğim ve alıntı olarak buraya da eklediğim bir çok bölüm oldu. Onun dışında karşılıklı diyaloglar da çok akıllıca ve doğru oluşturulmuş. Konular her ne kadar uzun ve gereksiz gelse de güzel ve düzenli yerleşimlerle eleştirilemeyecek bir kurgu meydana gelmiş. Yani bence edebi tekniğine denebilecek pek bir şey yok. Genel olarak bir çırpıda okudum yorumlarına karşı açıkçası biraz sıkılarak, çok farklı bir kitap yorumlarına karşı da klasik kahraman öyküsü olduğunu düşünerek bitirdim kitabı. İlk başta da dediğim gibi serüven sevenler için etkileyici olabilir. Bana kalan yanı birçok şey hakkında bilgi sahibi olmam ve de He-man “Nicholia Hel” :) (Bu arada Aziz Joseph’in Rüya Tabir Eden Gavgavları adına yemine derim ki; en sevdiğim karakter Le Cagout.)
Şibumi
ŞibumiTrevanian · E Yayınları · 20228bin okunma
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.