Gönderi

137 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Çocuk öyküleriyle çok haşır neşir olmam mı yoksa bugüne kadar okuduğum, içimde güzel yerlerde duran öykülerin varlığını yeterli bulduğumdan mı pek öykü talibi olmam ben. Olmazdım yani. Belki içimde öykü hacmini genişletme isteği doğmasından, belki bir öykü severe rastlamaktan... zamanla değişiyor insan. Değişiyorum. Öyküyü sevdiren, bakış açımı değiştiren öykücüdür Sabahattin Ali. Değirmen diyor bu defa ve bir değirmende buluyorum kendimi. Tutuyor kolumdan çağlayan değirmenin bir çarkına yerleştiriyor beni. İlk bölümü okurken hep o değirmenin çarklarında dönüyorum. Aşkı da güzel sorgulatıyor, kalbimizin çarkını, dönen değirmeni izlemekten görememişiz gibi açıp kaç kere zorlanmış kapıları bir baktırıyor. Nasıl da yağmur yağıyor ve ben bardaktan boşalırcasına yağan yağmurları nasıl özlemişim. Şimşeklerin şiddetine karışıyor dünyanın bütün öfkesi, gök gürültüleriyle dövüşüyor. Ağlıyor herkes ve gözyaşları bardaklara birkaç damla daha doluyor. Boğulur muyum? diyorum. Acı çekmenin tadını almış bu adama, umrunda mı peki? Asla değil. İki kırlangıç, bir yerlerden tanıdık geliyor muhabbetleri. Bu havada ne işleri var? Başımın üstünde dönüyorlar. Olmayacak şey değil ya kanatlarına tutunur çıkarız buradan. Aklımda bir Ortaçgil-Mavi Kuş. Biliyorum okumuştur yazdıklarını, okumuş da yazmıştır. Çok saftık der bu şiirde/şarkıda ve kırlangıçlar bize biraz yalan söylediler. Hak vermiş sana görüyorsun ya çünkü kuşlara bile beraberlik yok senin dünyanda. Hep ayrı kaldığından biliyorum. Sevdiğin her şeye hasret olduğundan. Kuşlar da biliyorlar ve bile isteye ayrı yönlere uçuyorlar. Yağmur duruyor nihayet. Herkes gibi çıktık değirmenden. Bir viyolonsel sesi, kalabalığa yol gösteriyor. İçimize gömdüklerimizin bir cenaze töreni bu. Kendine pek yakıştıramasa da ölümü biliyor, yaşam sonsuza kadar akmaz. Kaçmaktan yorulmuş, yıpranmış halde 2. Bölümde karşılaşıyoruz. Bitmiş, zor diyor, hasret çok zor. Yüreği narin olana hasret bir ok misali girer. Ani olan her şey gibi bunu da hissetmezsin. Ya çıkışı? Girişi kadar kolay olmaz. Derken bir şiirin geliyor aklıma: "hafif bir sızı isterim/ağrılar sancılar gelir." Son bölüm, "Allah'ın hakkı üçtür." sözünü perçinliyor. Üç de pes diyor, üç de bittik.Toparlanmak yok artık. Yolun sonu. Kalem kırıldı. Mürekkep kurudu. Şimdi saklanır, bunlar eline geçer okursun yoksa adımı bile anmayacaksın,beni, anımsamayacaksın. Sonu feci, sonu hüzün... Ah be! diyorum. İyi ki geçtin dünyadan, var ol hep var ol. Hala kitaplarını ellerde görünce ölü bir adama kin duyanlar var. Ölüden daha çok korkuluyor burada. Şaka gibi değil mi? Yok yok şaka değil. Sabahattin Ali geçti buradan, dağlardan, yollardan. Bir sigara yaktı, bir şiir yazdı. O şiir büyüdü bir beste oldu. Bir dudaktan döküldü ve eğer içine akmak için bir öykü aradıysa o öykü "Bir Firar" olurdu. Herhangi bir şey, yormayınca, üzmeyince ya da anlaşılınca, çetrefilsiz, yalansız, riyasız olunca baktıkça bakasın gelir. Ne güzel içe sinmedir o! İşte böylesi durumlara biz 'su gibi' deriz. Sabahattin Ali de işte su gibi yazar. Derli toplu, dopdolu, yormadan, gerçek, sadece gerçekler. Üzer ama üzerken bile sakin akan bir dere gibi kendi halinde, içimize akar. Dolar dolar boşalamayız. Manidar değil mi, ölümü böyle olan bir adamın yazdıklarına su gibi demek? Hayat böyle, her birimiz değirmenlerde kendi savaşını veren birer yitik savaşçıyız işte. Kim bilir belki en güzeli böyle... Hayat çok garip, çok manidar... youtu.be/PU3lHcKTXhY
Değirmen
DeğirmenSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202145,1bin okunma
··
34 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Melike okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim İnci hanım. Değerli yorumunuz beni pek memnun etti. :)
Tayfun Sürücü okurunun profil resmi
Sabahattin Ali Değirmen'i yazarken çok ama çok etkilenmiş Zola'dan Bir tek ben mi rahatsız oluyorum Sabahattin Ali'nin Değirmen isimli hikayesinin Emile Zola'nın Medan Geceleri isimli kitabındaki Değirmene Saldırı hikayesi ile birebir aynı oluşundan. Hikaye isimleri bile aynı neredeyse. Medan Geceleri Değirmene Saldırı hikayesinde, değirmen var,değirmencinin güzel kızı var ve değirmen çevresine gelen yeni grupta yakışıklı ama hayta bir delikanlı var. Yeterince tanıdık geldi mi?
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.