□ Jose Saramago ile tanışmam epey gecikmişti kendisini hele ki kitaplarının ününü duymamak elde değil. Saramago'ya Bilinmeyen Adanın Öyküsü ile başlamak ne derece doğruydu bilemedim. Amma velakin Portekizli bu büyük dehaya bir yerden başlamam gerektiğini biliyodum. itiraf etmem gerekirse dikkat dağınıklığım had safhada olduğu için uzun 300-400 sayfayı geçen kitapları pek tercih etmiyorum aslında malca kabul ediyorum neyse konumuz bu değil :)
□ Durun ciddileşiyorum. konuya giriyorum. Kitap ince olsa da oldukça yoğun sarsıcı ifadeler barındıran bi öykü “bilmiyor musun ki, kendinden dışarı çıkıp kendine bakmadıkça kim olduğunu asla bilemezsin’’ ve “ ben bilinmeyen adayı bulmak istiyorum o adaya ilk ayak bastığımda kim olduğumu öğrenmek istiyorum’’
□ İmgelerle metaforlarla dolu bu kitap aslında bir o kadar da duru ve yalın
□ Bilinmeyen adanın kalmadığına inanılan dönemlerde ada arama cesaretine sahip bir adamla böyle bir cesareti görüp hayatını değiştirebileceğine inanan bir kadının hikayesi anlatılıyor esasında herkes kendisine “tüm adalar bulundu” çabasının beyhude bir çaba olduğu ifade edilse adanın olduğuna inanan ve onu bulmak didinen denizci olmayan bir denizcinin masalı...
□ sözün özü yazara bu kitapla başlamak benim açımdan oldukça keyif vericiydi felsefeye ve felsefeye ait metinler içeren metinleri her zaman ilgi ve yoğun alaka ile takip etmişimdir bu kitabı okumanızı şiddetle tavsiye ederim.