Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Enver Paşa'nın Kuruçeşme'deki Yalısında Son Görüşme.
Yalının denize bakan kapısında Enver Paşa kulağıma eğilerek, “İstanbul’dan ayrılacağımız geceyi sana bildireceğim, o zamana kadar biraz daha görüşmüş olacağız, Allah başarılar versin” dedi. Paşayı arkamda bir irade ve azim heykeli olarak bırakmıştım. Hâlâ düşünüyorum. Büyük bir savaşa girip, dört savaş yılında doğudan batıya, güneyden kuzeye cephe cephe, ordu ordu dolaştıktan sonra ve imparatorluğun yıkılışına gün gün, saat saat tanık olduktan ve yıkımın bu derece korkuncuyla karşılaştıktan sonra, Osmanlı hanedanının bu enerjik damadı, Türk ordularının bu başkumandanı, özgürlük kahramanı bu idealist Turancı Enver Paşa’nın, son dakikada dahi yılmadan, sarsılmadan, sanki hiçbir şey olmamış gibi tekrar işe yeniden başlama gücünü duyması, olağanüstü bir gücün belirtisiydi. O, düğüne giden delikanlı bir damat gibi, savaşa koşan bir erkek gibi bu büyük yolculuğa çıkıyor, çok sevdiği Kuruçeşme’deki yalısını, ona her zaman iyi bir arkadaş olmuş sadık eşi Naciye Sultan’ı, güzel Boğaz’ı, sevgili İstanbul’u, ün ve onuru, rahatlığı, zenginlik ve debdebeyi bırakarak, belki de aç kalacağı, belki de sürüneceği bilmediği yerlere, yeni ülkelere, yepyeni düşünceleri gerçekleştirmek için gidiyordu. Hareket Ordusu’yla İstanbul üzerine yürüyen onun için, siyasi karşıtları bu bir maceracıdır demişlerdi. Babıâli Baskını’nı yaptığı, bir avuç subayla bir hükümet devirdiği ve Bulgarların hükümete kabul ettirmek üzere oldukları şanlı Edirnesiz bir Trakya’yı onaylayan paçavrayı yırttığı zaman da, karşıtları onun için, “Bu bir delidir, yaptığı şeyler bir serüvenden ileri gidemez” demişlerdi...
Sayfa 182 - undefinedKitabı okudu
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.