Hayır, okurken hiç yorulmadım :D
Nokta atışlarıyla dolu, muhteşem bir inceleme olmuş.
Kitabın akıcı olmaması ya da sizden 'sekiz' puan almış olması hiç önemli değil çünkü sizin de anlattığınız üzere eğildiği konu çok değerli.
Kimisi "Less is more." yani "Az çoktur." dedi. (Diyen kişi Alman mimar Mies Van der Rohe)
Kimisi 'fazlalıklardan kurtulma' olarak tanımladı.
Çok güzel yaklaşımlar oldu ama genel zeminde hep bir göz ardı edildi. Hayat koşuşturmasından bunlara vakit ayrılmadı.
Bir sakinleşip 'ne yapıyorum ben!' denilmedi. Bu minimalist yaşam tarzının son dönemde revaçta olmasının sebebi insanların yeni bir lezzete ihtiyaç duyması bile olabilir hatta; "tatmin olma" lezzeti.
Aslında -izm adı altında olması insanları cezbedebiliyor ve 'yeni bir şey galiba' deyip araştırmalarına sebep olabiliyor. Ama bu okumalar ve belgesel izlemeleri ile minimalizm'in içeriği anlaşılıp İslam'a dönüş yapılacaksa bu sürece göz yumarım ben :)
İslâm bize bunun kâmil şeklini sunuyor zaten :)
Bu konuya dair çok güzel ifadelerimiz var;
İsraf; maddeyi, zamanı, hayatı.
Gözün doymaması.
Hep daha çok istenip fazlalıkların 'gurur' kaynağı olması. Hatta ayette geçtiği üzere "kabirlerindeki ölü sayısının fazla olması" ile bile övünmek. (Tekasür suresi)
Diğer yandan;
Kanaat, şükür, denge, razı olma, göz hakkı sebebi ile paylaşma, infak, itidal, tasadduk...
Peygamber'in 'üç şey gelmeden üç şeyin kıymetini bilin' deyip, sıhhat, gençlik ve boş zamanın ne kadar değerli olduğunu söylemesi...
Bize aitmiş gibi görünen şeylerin aslında "geçici kullanıcıları" olduğumuzun sürekli hatırlatılması...
Daha çok şey var tabi.
Ama İslâm'a gözünü yuman ya da sürekli gördüğü için kıymet-i harbiyesinin farkında olmayanlar için iyi bir aralama olmuş şu "minimalizm".
Bir de bu cihetten de bakmış oluyoruz hem.
Velhasıl konu değerli, iyi ki yazdınız.