• Feminizm nedir?
Feminizm, en basit tanımıyla cinsiyet ayrımcılığına karşı çıkan ve kadınların haklarının korunmasını hedefleyen bir dünya görüşüdür. Kadınların ve erkeklerin doğal olarak eşit haklara sahip olması gerektiğini öngörür.
Temeli kadın özgürlüğü olması koşuluyla feminizm, birçok alt dalı da bulunan ve güncel olarak da gelişen bir kavramdır. Bütün cinsiyet rollerine ve ataerkilliğe karşı çıkan radikal feminizm, doğaya hükmetme hevesini kadınlığa hükmetmek ile bağdaştıran ekofeminizm, ve anarşist dünya görüşünü temel alan anarko-feminizm gibi çok çeşitli alt dalları vardır.
• Feminizm ne işe yarar?
Siz o zamanları hatırlamayabilirsiniz (!) ama bu dünyada kadınların çalışmasına kötü gözle bakıldığı, evde ev işleriyle meşgul olup çocuk doğurmaktan başka bir misyonu olamayacağının düşünüldüğü zamanlar oldu…
Tecavüze uğrayan kadınların ‘kurban’dan ziyade ‘suçlu’ sayıldığı yerler vardı dünya üzerinde.
İş hayatında kadınlara eşit imkan sağlamayı bırakın, iş dünyasında var olmalarına bile müsaade yoktu. Çok daha eski zamanlarda kadınların doktor, bilim adamı, avukat vs. olamayacağına dair olan yaygın görüşü de hatırlatalım…
Ya da daha dürüst olalım ve dünyanın hala kadınlar için harika bir yer olmadığını hatırlayalım. Günümüzde hala fırsat eşitsizliği ve durmaksızın devam eden şiddet vakalarına rağmen bugün kadınlar biraz olsun sesini çıkarabiliyorsa, bu feminizm sayesindedir.
Kadınların iş, siyaset, bilim gibi alanlarda var olmasını sağlayan her devrim, feminist kadınların önderliğinde gerçekleşmiştir.
“En modern” ülke sandığımız Amerika’da bile, kadınlar oy verebilme hakkını 1920’de elde edebilmiştir. Türkiye’de ise kadınlar, seçme ve seçilme hakkını ancak 1934 yılında elde edebildi.
Feminizm, gelmiş geçmiş en bahtsız ideolojilerden biri olmalı. Çünkü kadınlar “eziliyoruz ve sesimizi çıkarıyoruz!” dediğinde bile onlarla dalga geçen, onları çeşitli aşağılamalarla yaftalayan bir toplum yapısı ile karşı karşıyayız. “Kadınım, özgürüm, feministim” diyen bir kadına “feminizm kocayı bulana kadarmış ehe ehe” esprisini yaptığınızda komik olmuyorsunuz. Zira karşınızdaki kadın, kocası tarafından ezilen, şiddet gören, özgürlüğü kısıtlanan her kadının acısını da içinde taşıyarak felsefi görüşünü beyan etmiştir ve biraz akıllı biriyseniz, böyle ciddi bir yarası olan birine saygısızlık etmemeniz gerektiğini bilirsiniz.
Yazı: Duygu Islamoğlu