Bana çok basitmiş gibi gelen kitapları böyle farklı bakış açılarından yeniden inceleme fırsatı bulduğumda çoğu fikrim değişiyor, yasaklar konusunda katılıyorum size kesinlikle. Ben Danyar'ın saf aşkını, ısrar etmeyişini, sessiz sessiz de bekleyebileceği düşüncesini sevmiştim kitap boyunca, hatta Cemile'nin ona yaptıklarını okurken sen Sadık'ın sana da böyle davranmasını hak ediyorsun diye düşünmüştüm. Okuduklarımızın küçük bir çocuğun o zamanki düşüncelerini büyüdüğünde ifade ediş biçimi olduğunu bilerek okuyunca bana yasaklar, ahlaki yanlışlar, aldatmalardan çok, yengesinin mutluluğunu güzel bir tabloya dönüştüren miniğin şahit olduğu bir aşk hikayesi gibi gelmişti. Ve bence her mektupta ısrarla beklenilen cevapların gelmemesinin hissiyatı okuyucuya mükemmel geçiyordu, Sadık'ın dönmeyeceğine ve Cemile'yi pek de sevmediğine beni ikna etmişti kitap, bu yüzden olabilir demiştim. 1000 sayfa yazıp da bunun yarısını anlatamayan kitaplar okuduğumdan herhalde bana dolu dolu gelmişti.
Üzerine yeniden düşünmeye sevk ettiğiniz için teşekkür ederim kendi adıma. Mükemmel bir inceleme, ellerinize sağlık. :)