Gönderi

Lakin bazı saatler var, baş edemediğim buhran ve azap saatleri, bu saatlerden çabucak ve kesin olarak kurtulmak istiyorum. Aklım ve hayatımın faydacı sesi "Bu saatleri unut, yok say, unutmak için ne gerekiyorsa yap" diyor. Fakat içimde nereden geldiğini bilmediğim, susturamadığım ve bana verdiği acıdan mutluluk duyduğum hicran dolu bir ses var, bu ses "İşte o saatler senin saatlerin, o zamanlara sahip ol ve oradan yola koyul" ikazında bulunuyor. Bu saatler kendimi boşlukta hissettiğim, etrafımdaki hiçbir şeyin bana ait olmadığını anladığım saatler, bu saatler yalnızlık ve terk edilmişlik saatleri, bu saatler kocaman bir yalanın içinde zamanlarımı yok ettiğimi anladığım saatler. Varlığımın bütününde bir aidiyet duygusunun, bir mensubiyet şuurunun eksikliğini bütün ağırlığıyla hissettiğim saatler.
Sayfa 70
··
67 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.