Eser ismi olan Kaderini Sev yani "Amor Fati" kaderimizi sevip sahiplenmemizi, ve sevme özgürlüğümüzün farkına vararak yaşamamız gerektiğine küçük bir pencere açıyor... Nietzsche'nin evrensel döngü kuramından, hayatta yaşanılanlar mutlaka daha önce başka bir yerlerde yaşanmıştır ve döngüsel olarak devam eder düşüncesinden yola çıkarak özgürlükçü kuram içerisinde kadere teslim olmaya değil zorunlu olanı kabullenme özgürlüğüne "Amor Fati" demiştir...( Yazarın ilk sayfada verdiği dipnot) Ölüm, hastalık, doğal afetler dışında yaşadığımız her şeyi kaderimiz olarak değil, seçimlerimiz olduğunu kabul edip, farklılıklarımızı hoş görüp, birbirimizi kabul etmeyi başardığımız gün tüm farklılıkların kalkacağını savunan yazar, eserini 1968 yılında yaşamış üç farklı kişiliğe ve onların hayata bakışını, siyasi ve dini görüşü üzerine kurgulamış... Üniversite öğrencisi olan Sevgi ve Ahmet siyasi oluşumların içinde yer alırken, birbirlerine olan aşklarını da dolu dizgin yaşamaya çalışıyorlar. Eğitim görevlisi olan İsmet ise karşılık bulamadığı aşkı için sabırla bekleyip, Sevgi'yi tüm kötülüklerden korumaya çalışmakta... Yazar, tüm kurguyu bu üç gencin hayatlarını kendi ağızlarından anlatarak kaleme almış. Ahmet, Sevgi ve İsmet'in kendilerince hayatı sorgulayışlarını, cesaretlerini, korkularını ve gördükleri gerçek olayları sorgulamalarını, hataları ile yüzleşmelerini, iç çelişkilerini kısaca tüm hayata bakış açılarını; aşkın insan üzerindeki etkisini ve vazgeçişlerin hüznünü, kendi hayatları için seçimlerinin zorluklarını yalın ve sade bir anlatımla okudum... Eser kaybettiklerimizin kazanç mı yoksa kaybediş mi olduğunu, farkındalığımız geliştikçe, sorgulamalarımızın bize neler kattığına güzel bir örnek niteliğinde... Edebi değeri olan eseri, kaderini sevmeye çalışan herkese tavsiye ederim....

Kaderini SevFatoş İyigün · Cinius Yayınevi · 20179 okunma

·

11 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Nurhan Işkın