Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

77 syf.
10/10 puan verdi
·
12 saatte okudu
Satranç, sitenin sanırım en çok okunan/incelenen kitaplarından biri. Kitabın yanında çok sevdiğim yazarla ilgili de bir şeyler yazmak istiyorum bu sefer. Dr.B, Naziler tarafından dış dünyadan tecrit edilmiş bir otel odasında, zaman mefhumundan uzak, bir yatak, bir masa, bir lavabo ve dışarıyı göremediği demir parmaklıklı bir penceresi olan odada aylarca tutsak edilmiş eski bir avukattır. Titizlikle hazırlanmış bu ortamda amaç; kişiyi ruhsal olarak çöküntüye uğratıp, oradan kurtulmak için tüm bildiklerini anlattırmak. Dikte edilen hiçliğin Dr.B.'yi  yavaş yavaş yok etmeye başladığı dört ayın sonunda bir mucize olur. Askerlerden çaldığı bir satranç kitabıyla o boşluğu doldurur, zihni yeniden aydınlanır. Bu oyunu tüm incelikleriyle ögrenir, onu yok eden o hiçlik artık yoktur. Ama kendi kendine meydan okuyarak oynadığı satranç Dr.B.'yi delirme noktasına getirir. Bu, otel odasından kurtulmasını sağlar ancak bir daha satranç oynamaması doktorlar tarafından sıkı sıkı tembih edilir. Mirko Czentovic; 20 yaşında dünya satranç şampiyonu olmuş bir genç. New York'tan Arjantin'e giden bir gemide karşılaşırlar ve nefes nefese izlenecek bir satranç maçı başlar. Faşizmin acı yüzünü sadece fiziksel şiddet kullanarak göstermediğini anlatmış Zweig. Dr.B'nin yaşadığı hiçliği, oyun masasındaki gerginliğini iliklerinizde hissediyorsunuz. Bir solukta okunacak müthiş bir kitap. Gelelim Zweig kimdir sorusuna. 1881'de Viyana'da doğan yazarımız Milletler Cemiyeti'nin yaptığı istatistiklere göre yaşayan yazarlar içerisinde yapıtları başka dillere en çok çevrilen yazardı. En parlak döneminde olan Zweig, Hitler başa geçtikten sonra yahudi kimliği nedeniyle Avusturya'da barınamaz olmuştu. Kitaplari toplatılıyor, meydanlarda yakılıyordu. Buna dayanamayan Zweig; İngiltere, Hindistan, Almanya ve  Amerika'ya gitti. En sonunda da ömrünü Brezilya'da geçirmeye karar verdi. Orada eşiyle beraber güvende olsa da 'Dünün Dünyası' kitabında "Benim içinde büyüdüğüm, değerli olduğum, kendimi iyi hissettiğim bir dünya vardı ama artık yok ve benzerinin oluşturulması konusunda da tam bir karamsarlığa sahibim" diyerek yaşadığı bunalımı bizlere aktarıyor.Zweig'in en belirgin özelliklerinden biri hümanist olmasidir. Ayrımcılığın, şiddetin, nefretin karşısında yer alan, savaşın bitecegine dair umudunu yitiren bu adam Hitler'in Süveyş Kanalı'nı hedef  aldığını ögrendikten sonra kararını veriyor. Satranç kitabının nüshasını yayıncısına yolluyor ve ertesi gün eşiyle beraber intihar ediyor. Geride bıraktığı veda mektuplarından biri; "Özgür iradem ve açık bir bilinçle bu yaşamdan ayrılırken, son bir sorumluluk yerine getirilmeyi bekliyor: Bana ve işimi yapmama huzurlu bir ortam sunan harika ülke Brezilya’ya içten teşekkürlerimi sunmak. Her yeni günle bu ülkeyi daha çok sevmeyi öğrendim, ruhsal anavatanım Avrupa kendi kendini yok ettikten ve ana dilimin dünyası yok olduktan sonra, dünyanın hiçbir yerinde hayatımı bu kadar severek yeniden kuramazdım. Ama altmışıncı yaştan sonra tam anlamıyla yeniden başlamak çok özel bir güç gerektiriyor. Ve benim gücüm yıllar süren vatansız yolculuklardan sonra iyice tükendi. Bu nedenle hayatımı doğru zamanda ve doğru bir şekilde sonlandırmamın iyi olacağına inanıyorum. Ki hayatım boyunca tinsel uğraşım en büyük haz kaynağım ve kişisel özgürlüğüm en yüce değerim oldu. Bütün dostlarımı selamlarım! Hepsine uzun geceden sonra gelen tanın kızılllığını görmek nasip olsun! Ben, her zamanki sabırsızlığımla önden gidiyorum.
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020237,7bin okunma
··
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.