... “öze dönüş” çağrısı, insanın asıllığından veya hümanizmden kavmin yerelliğine, görüşte dar bencilliğe ve ırksal taassuba dönüş demek değildir. Tam aksine, “kültürel bakımdan kendine yabancılaşma”, “varlığın anlamsızlığı” ve “tarihsel kimliksizlik” ten, “kendini üretme ve insani bilinç” in aşkın aşamasına, nihayetinde de “insanın asıl oluşu”nun sahih tahakkukuna yükselmektir. Ne emperyalizm ve sömürgecilikle milletleri esir ederek, ne de dinî ve sınıfsal enternasyonalizmin yol açmasıyla milliyetleri yok ederek değil, bunun tersine, özgür, bilinçli ve asil milletlerin “eşitlik” ve “tanışma” temelinde aktif katılımla ulaşabilecekleri makamdır orası.