Aynanın yansıması yorgun .
Zambağın susuz kalmasına rağmen ,yeşilimsi dik ve ayakta kuru toprağa olan yaşama duygusundan yola çıkarak bu günlerde .
Tomurcuklarının yeşilliği bile bir umut du belkide.
Belkide
Defalarca hırsızın durmayan bir akrep , sayılardan oluşan zamanın olduğunu bile bile .
Düğümlenip , boğazımda kurumuş bir avuç cümleni , yutkunurken .
Aldığım toprak kokusu, cenneti anımsatan o tat işte
Bir pil kadar ömrü olan zamanın karşısındaki ben.
Daha dünkü çocuk .
Uyumaya korktuğum geceler , beklemediğim sabahlar ardından
Aynı havayı aynı yer yüzünü paylaştığım yaratıklar
Köprünün bi ucunda
Yarım kalmış mum , çizili sayfalar
Melodisini söyleyip , sözlerini yaşadığım şarkılar
Küstüğüm duvarın , sessiz sakin bana benzemesi
Diğer ucundaysa
Zambağın gövdesi kök salmış bir liman
En dibe vurmuş gemiyi , okyanussun yüzüne çıkarmak mı ?
Kaptanın cansız bedeni suyun saflığına bürünmüş
Tüm bunlar belki birer yüktür
Zamanın ihanetinin ardından , gemiden atamadığım bu yükler
Batırdı gemimi , boğdu hayallerimi , kirletti katil etti , o saf , o temiz , masum okyanusu
Ne güveneceği bir liman , ne bir kıyı
Nede yüzünü aydınlatan bir deniz feneri
Yorgun balıkçıların oltasına takılan düşünceler.... Kendi Yazılarım