Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

432 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
Bu kitabın şahsında varoluşçu temel metinlerarası bir karşılaştırma yapıp, kitapların varoluşçuluk ekseninde birbirlerine olan konumunu irdelemeye çalışacağım. Temel metinler olarak Üçleme, Yabancı ve Bulantı ( Sartre’ın romanlarından herhangi biri, ya da hepsinin bu anlamdaki bileşkesi diyelim) seçiyorum. Tabi incelenecek çok farklı metinler mevcut ama bu metinler ve yazarlar varoluşuluk mevzubahis olunca en fazla zikredilenler. Beckett’ in yapıtlarında ana fikir saçma ve bu saçmada hareketin, olayın, olguların saçmalığı, dolayısıyla herhangi bir şey yapmanın ya da düşünmenin saçma olacağıdır. Üçlemede bu fikir adım adım işleniyor; hikaye, her şeyin ortadan kaybolduğu, yaşamın(varsa) belirtilerinin, düzenli düşüncelerin yerini kaosa bıraktığı ve sonunda hiç bir şeyin olmadığı bir sonda noktalanıyor. Bedensel fonksiyonlar kayboluyor önce, geçmiş silinmeye başlıyor, sadece anlık olayların değerlendirildiği bir hal alıyor zihin. Sonra sadece düşünceler çıkıyor ortaya, düşüncelerle farkında olmaya, var olma halinin devam ettirilmesine çalışılıyor, bunlarla direniliyor yok oluşa. Ve nihayet düşünceler de anlamsızlaşıyor, kesiliyor ve hiç bir yere bağlanmıyor, varmıyor. Üçleme esasen ayrı ayrı yayımlanan üç kitap. Beckett yazdıklarının ısrarla farklı kitaplar olduğunu, bir üçleme fikriyle yazılmadığını belirtse de eleştirmenler ve yayınevleri bu kitaplarda düşünsel bir bütünlük görüp üçleme olarak yayınlarlar. Okuyunca yayınevlerine hak vermemek elde değil, tek bir eserin farklı bölümleri gibi oluşturulmuş. Yabancı bilindiği üzere cinayet, kayıtsızlık, değerlerin reddedilişi; kahramanın dünyadan fikren ve bedenen kopuşu, kendine ve ölümüne yabancılaşmasıyla giden bir süreci anlatıyor. Burada bizim kahramanın fikriyatının temelini sorgulayabileceğimiz bazı durumlar mevcut. Burası önemli. Yazar kahramanın hayatında bir aşamada hikayeyi başlatıyor. Cinayet işleyen kahramanın yabancılaşmasını bu kesitte görüyoruz. Ara ara geçmişte de benzer fikirlere sahip olduğunu belirtse de kahramanı bu noktaya getiren bazı sebeplerin olduğu hissediliyor. Eğer bir sebep varsa bu metin varoluşçu bir metin değil, geçirdiği travmaya bağlı davranışları ve düşünceleri değişen bir karakterin öyküsüne, meşhur Katip Bartleby’ a dönüşür ve bir esprisi kalmadığı gibi varoluşçu bir bağlamda değerlendirilemez. Yazarın sisifos mitinde bahsettiklerine bakacak olursak düşüncede varoluşçu olduğu ancak bu düşünceyi eserlerine net bir şekilde yediremediği görülüyor. Sartre’ı kitap olarak değil de topyekün ele almak gerek. Sebebi ise Sartre’ ın roman ve hikayeler yazarken aynı zamanda kendi felsefesini oluşturmaya çalışan bir aktivist ve düşünür olması. Varoluşçuluğu kendince tanımlamaya girişen yazar düşünce tarihinin en çelişkili karakterlerinden biridir. Sartre ‘varoluşcu marksistlik’ adında oksimoron, eklektik bir düşünce tarzına sahipti. Varoluşçuluk Kierkegaard’ın kaygı kavramını, nihilizmin anlamsızlığını, insanoğlunun aydınlanma mantığının çöküşüyle beraber girdiği bunalımı, yabancılaşmayı ( Marksist anlamıyla değil tabi) bir potada eriten bir düşünce sistemi iken Sartre meseleyi İdealizm-Materyalizm ayrımına indirgeyip, önce var olduğumuzu, sonra kendimizi gerçekleştirdiğimizi; yaşamın anlamsızlığını ortadan kaldırmak için ilerici eylemsellikler içinde bulunmamız gerektiğini söyler. Marksist aktivizme sevk eden tarzı bildiğimiz anlamda varoluşçulukla uyuşmayan Sartre, hem varoluşçuların hem de Marksistlerin tepkisini toplamasına rağmen, aktivist kişiliğini sürdürür. Zaten döneminde yaşanan neredeyse bütün olaylarda Sartre kürsüdedir. Sartre sıkça bu kavramla ismi zikredilse de özel bir düşünür olarak yazın tarihinde yerini alan, önemli bir yazar ancak şaibeli bir varoluşçudur. Mesele absürd ve varoluşçuluksa Beckett diğerlerine göre çok radikal bir pozisyonu temsil eder. Beckett’ te neden belirtilmez, amaç yoktur, biraz düşünce vardır ama düşünceler düşünüldükçe kendilerini yok eder. Kierkegaard ve Heidegger’ in oluşturduğu bu düşünce sistemini edebiyatta temsil eden en önemli (belki de tek) yazar Beckett’ tir. İyi okumalar!
Üçleme
ÜçlemeSamuel Beckett · Ayrıntı Yayınları · 2011148 okunma
·
164 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.