Gönderi

180 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
#kitapagacisabitfikirkulubu ile okuduğumuz mart ayı kitabımız Uyku Sersemi'ni her fırsatta sıkılmadan okudum. Ama 'Ay çok merak ediyorum acaba ne olacak' şeklinde merak uyandıran bir okuma olmadı benim için.. Yazarla tanışma kitabım oldu ama güzel bir başlangıç oldu benim adıma.. Kentsel dönüşümü kendi hayatı ile bağdaştırıp, kendi sesini ve simasını tanıyamaması gerçekten çok ilgimi çekti.. Bir şehir rehberi hazırlamaya çalışan yazarın gün be gün şehrin asıl mekanlarını kaybetmesine tanık oluşu asılda kendini kaybetmesine, sevgilisinin bile onu o şekilde gördüğüne inanmasına ve en sonunda da delirmesine neden oluyor.. Son bölümde ise yerleştiği terk edilmiş lüks villalar ise bence şu an ki insanlığımızın bir özeti.. Özellikle Berna'yı gömecek bir avuç toprak bulamaması ve çöp konteynırına atması beni çok üzdü Tam ülkemizin keşmekeşi.. Babaannesi ile olan diyalogları, İstanbul'un gittikçe değişen yüzü, bir dükkanın tutunamayan kiracıları/alıcıları beni çok etkiledi; çok doğru tespitlerle anlatmış.... Rüyada mı gerçekte mi hali çok anlamlı, çünkü bende hep yaşadığım olaylara göre görürüm rüyalarımı yada gördüğüm rüya gerçeğim olur.. "Kentlerle ilişkimiz rüyalarla olduğu gibidir" tanıtım cümlesi cuk oturmuş "İstanbul Kitabı"na.. Bence şu an ki hayatımızı ve kitabı özetleyen kısım ise: "Reçetede stresten uzak durmak gibi günlük hayatta karşılığı olmayan saçmalıklar vardı. Şehrin merkezine yakın, şehrin hayatının stresine uzak; galoşların mavisiyle marulların yeşilinin buluştuğu noktada, amatör dans manzaralı, yepyeni bir yaşam alanı!" Yazısıdır.
Uyku Sersemi
Uyku SersemiHakan Bıçakcı · İletişim Yayıncılık · 2017261 okunma
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.