Nereden gözüme çarptı, nasıl ilgimi çekti ben de anlayamadım, aniden oldu. Bir ara kitap satış sitesinde gezerken ismi dikkatimi çekti ve değerlendirmeye aldım. Ağrı Dağı, Türk hükümeti, yabancı yazar, bir de korku-gerilim olunca hemen satın aldım. Evet polisiye olsun, korku olsun bu türlerde yabancı yazarların, ülkemizle ilgili yaptıkları kurgular çok azdır. Bu da kitabı okumam için en büyük etkendi.
Yıllar önce hatırlayacağımız üzere, Nuh Peygambere, Allah tarafından bir uyarı adı altında ibretlik bir olayın vuku bulunacağı vahiy edilmiştir. Bunun üzerine Nuh aleyhisselam, bir avuç insan ve hayvanlardan birer çift olmak üzere, yaptığı gemisine tüm canlıları toparlamıştır. Ve büyük tufan tez vakitte gerçekleşip, tüm yeryüzü sular altında kalmıştır. Ve sadece Nuh'un gemisi ayakta kalmıştır. Olaydan sonra da geminin son hali Ağrı Dağı'nda, yerden yüzlerce metre yükselikte çakılı kalmıştır. Evet biz böyle biliyoruz tarihteki bu olayı. Ve günümüzde de bunun üzerine çalışmalar da vardır. Yazarımız da bu olaydan esinlenerek bir eser meydana getiriyor.
Abd ve diğer ülkelerden birkaç araştırmacı ve gözlemci, Türk Hükümeti'nin gözetiminde ve yine hükümetin tedarik ettiği rehberlerle birlikte Ağrı Dağı'na tırmanır. Gemiyi bulmak isteyen araştırmacılar esrarengiz olaylarla karşılaşır. Ve geçmişin laneti üzerlerine siner adeta. Korku ve çaresizlik dağın her tarafını kaplar.
İlk başlarda güzel bir giriş yaptım. Ortalarda da epey güzel geçti. Kurgu değişik olunca ve ülkemiz üzerinden servis edilince haylice memnun oldum. Korku vardı elbet ama beni pek tatmin etmedi. Özellikle son zamanlarda aynı olaylar devamlı süregeldi. Bu da beni sıktı. Spoiler olmaması adına, okuyunca anlaşılacaktır ne demek istediğim. Aslında bu kurguyu, korku- gerilim değil de, aksiyon-macera üzerine sunsaydı, daha güzel şeyler meydana gelebilirdi. Yine de ben beğendim. Yazarın öbür eserlerini okumamam için hiçbir sebep yok. Çünkü güzel eserleri de olabilir. Saygılar...