Gönderi

Watt, Murphy, Molloy: Virane bir odanın sınırları içinde, bir koltuğa kendini bağlamış, sallanıp duran, başkaca kımıldamayan; zamanın akışı, beklemek, tek anlam (dönmüş çünkü, ufuktan, ya da geri gelmiş, varamadan, ama yaşamış, yaralı, örselenmiş, deli ve yorgun); konuşamayan, kimi zaman kekeleyen, çoğu zaman sesi hiç çıkmayan… Görülenin, işitilenin karşısında çığlık bile atılamaz artık; dilsizlik ve hareketsizlik kamusal ortamdan özel mekâna taşınmış olsa da, çokluk, çoğunluk duygusudur ağır basan. Kimse tek başına değil, kimse bir köprüde değil. Herkes, tek tek ve anonim, çok ve adsız. Bu nedenle, trajedilerini komedi gibi yaşayan, yaşatan bu insanlar için, eylem bir yana, intiharı mümkün kılan hareketlilik bile yok artık. (sf. 12-13) Kurumun gölgesi düştü: gündelik hayat… Gün, gündüz, aydınlıkta yaşayan, aydınlıkta yaşanan, sabahtan geceye, uyanık süremiz, gündelik hayatımız -ve ötesi; rüyalarımız, geçmişi ve geleceği hep yeniden tasarlayan, kurgulayan, kurcalayan varlığımız; mevcut halle nâmevcut ideal arasına sıkıştırdığımız dünya ve biz… Hayatımızın nerede ve nasıl kurulduğu, sürdüğü; ilişkiler, retler ve kabuller; katlanma ve bağışlama; hırs ve feragat, esir ve özgür ömürler… (sf. 15)
·
29 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.