Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

402 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Dünya Klasiklerini okuma serüvenim çok eskilere dayanmasa da; yaklaşık bir yıldır okuduğum kitaplar arasında yerlerini aldı.Önce tabii ki Fyodor Dostoyevski ,Suç ve Ceza ile başladım.Ne muazzam bir eserdir ki içimde tüm klasikleri okuma hevesi uyandırdı.Tolstoy, Kafka, Zola, Stendal, Sartre derken Andre Gide'nin Kalpazanlar romanını da bitirmiş oldum. Andre Gide 19 yy Fransız edebiyatının kurucularından; aynı zamanda dönemin cesur sayılabilecek yazarları arasında yer almakta. Nobel Ödülü ile yazarlığı dikkat çeken Gide edebiyatın hemen hemen tüm dallarında eserler vermiş. Yaşamı boyunca toplumsal ve bireysel ahlakın en önemli ölçütünün, bireyin içtenliği ve kendisini tanıması olduğunu savunmuş. Genel ahlak anlayışına karşıt olarak bireysel özgürlüğü savunan Andre Gide eserlerinde de dönemin alışık olmadığı konuları eleştirel üslubuyla kitaplarında ele almıştır. Andre Gide ''Corydon'' adlı eserinde homoseksüelliği savunmuş; kitap o dönemde kınanmış ve bir dönem Katolik kilisesi eserlerini 1952 yılında yasak kitaplar listesine koymuş. Yine de fikirlerini özgürce ortaya koymaktan vazgeçmeyen Gide Kalpazanlar kitabında da eş cinsellik, gayri meşru çocuk, yasak aşk gibi konuları genel ahlak anlayışını eleştirerek sorgulamıştır. Kalpazanlar ifadesi de bize bu ahlakı dayatanlar ve onu uygulayanlara bir göndermedir. Andre Gide birçok romanı olmasına rağmen sadece Kalpazanlar 'ı roman olarak nitelendirmiş ve farklı bir roman anlayışı ile birlikte ''Bach 'ın füg sanatıyla müzikte gerçekleştirdiğini, edebiyatta gerçekleştirmeyi amaçladığını söylemiştir. Ancak roman eleştirmenleri eserinin ustaca bir plan dahilinde kurulmadığını söylemişlerdir. Kitaba dair yorumlarım: Kalpazanlar sadece bir roman olmayıp; roman yazımı üzerine düşünme, yapıtın yazılma süreci ve kısa kısa roman kahramanlarının başından geçen olayların öyküsünden oluşuyor. Romanın en dikkat çeken tarafı yazılma sürecini Eduard 'ın günlüğü başlığı altında okuyuculara sunmasıdır. Kitabı okurken bu kısımların yoğunluğu olay örgüsünü aksatsa da bir müddet sonra kitabın üslubuna alışmış oluyorsunuz. Roman Bernard 'ın annesine yazılmış aşk mektuplarını bulup gayri meşru olduğunu öğrendikten sonra evden kaçmasıyla başlar. Olivier, Bernard 'ın en yakın arkadaşı aynı zamanda babası sandığı adamın; yakın arkadaşının oğludur. Bernard Olivier 'in yanına sığınınır ve Olivier 'in abisinin evli bir kadını hamile bıraktığını öğrenir. Bu kadın Olivier 'in üvey dayısının eski aşkıdır. Olivier ise üvey dayısı Eduard 'a gördüğünden beri ilgi duymaya başlar. Eduard aynı zamanda yazardır ve sekreter olarak Olivier 'i yanına almak ister. Olaylar Eduard 'ın eski aşkının ona yazdığı yardım mektubu ile farklı bir boyut kazanır ve esas olayların başlangıcına temel atar. Romanda kahramanların birbirleriyle ilintili yaşamlarına; karışık aşk ilişkilerine, aldatma, aldatmaca yani kalpazanlıklarına şahit oluyoruz. Romanda Olivier'in üvey dayısına duyduğu aşk ise; dayısının korumacılığı ile masumca yansıtılmış. Aynı zamanda yazar bu konu ile eş cinselliği kendi üslubuyla ortaya koyuyor. Bana göre, kitapta yer alan Eduard' ın günlüğünden alıntılar kitabın omurgasını oluşturmuş.Yazar çok kahramanlı ve karışık ilişkiler barındıran kitabına bu bölümlerle farklı bir soluk getirmiş. Klasik severlere keyifli okumalar...
Kalpazanlar
KalpazanlarAndré Gide · Can Yayınları · 2014600 okunma
··
1.173 görüntüleme
Rahime okurunun profil resmi
Ne kadar da eşli pişti tarzı bir kitapmış bu böyle. :) Elinize sağlık detaylı bir inceleme olmuş.
Esra Koç okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Rahime hanım :) biraz kavak yelleri tarzı :)
1 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.