Harika bir Türk Distopyası okudum, kitap ile ilgili söyleceğim tek şey bu bile olabilir. Cem Akaş ile daha önce nasıl tanışmadım diye hayıflandım tüm kitap boyunca. Oldukça sade, akıcı bir dili var ve kurgu harikulade. Erkek egemenliğinden bıkmış bir dünya ve kadınların hakim olduğu bir dünya nasıl olur, mükemmel mi olur korkunç mu olur kafanız karışmadan okuyup anlıyorsunuz, kurgulanan dünya oldukça net bir şekilde okura sunuluyor. Kitap üç bölüm halinde yazılmış, ilk bölümü kitabın konusunu anlamak, karakterleri tanımak olarak düşünebiliriz, ikinci bölümde ana karakterimizden dinlemeye başlıyoruz olayları onun başına gelenleri ve son bölümde de röportaj biçiminde yazılmış bir sonuç ve değerlendirme var yine ana karakterimizin ağzından.
Bize vermek istediği ana fikir farklılıklar ve bu farklılıkların insanı koca dünyada nasıl yalnız bıraktığı. Eğer olağandan farklıysak zorlu mücadeleler vermek zorunda kaldığımızı kurduğu dünyada muhteşem bir şekilde anlatmış bizlere Akaş.
Geç kalınmış bir tanışma oldu ama diğer kitaplarını okumak için sabırsızlanıyorum. Distopya sever biri olarak bir Türk yazardan böylesine harika bir kurgu okuduğum için çok mutlu oldum.