İşte bunu seviyorum.
Reklamların adı lazım olmayan bir tanesinde geçen bu sözü şu an çok içimden gelerek senin incelemenin altına yazıyorum. Çünkü burnuma gelen kalite ve emek kokusu sinestezik bir formülle karışarak somut bir yazıya dönüşmeye başlamıştı bile kendiliğinden.
Bu kitap şu an benim sadece 1 m. uzağımda. Ama bu inceleme şu an bana kitaptan daha yakın geldi. Hem fiziksel uzaklık olarak hem de manevi olarak. Çünkü hem dikkatini çekmiş konu başlıklarının yıldızlarla belirtildiğini gördüm, benim de kökenimin olduğu memleket olan Selanik hakkında daha kitabı okumadan aydınlatıcı bilgiler öğrendim, hem de öznel ve nesnel iki dünyanın harmanlandığı keskin bir kalemle karşı karşıyayım. Seni artık zaten tanıyoruz bu incelemelerinle dostum, kaleminin özgünlüğü kendini belli ediyor, bunun da çoğu kişi farkında artık.
Bu kitaba ticari bir kaygı ithamında bulunulacaksa, ticari bir kaygı kategorisine giren diğer yüzlerce kitaptan sıra bu kitaba gelmez, bence o kadar değerli bir insanı barındırıyor işte bu kitap.
Atatürk hakkında ileri geri konuşanlar ya da olmadık iftira ve hakaretlerde bulunanlara onun doğumundan şu anki ana kadar her dönemde rastladık. Kabul edilsin ya da edilmesin, tarihte yaşamış ve sadece belirli bir döneme -yani sadece yaşadığı yıllar içine sıkışmış tarihlere- değil, kendisinden sonraki bütün nesillere de sirayet etmiş bir ideolojiyi aşılayabilen, bunu da savaşların en ön saflarında gerçekleştirmiş birisi olarak ona yapılan eleştirilerin büyük bir kısmı nankörlük, cahillik ve araştırma duygusundan yoksunluk içermektedir diye düşünüyorum. İşte bu yüzden incelemenin genelinde bahsettiğin eleştirilere de katılıyorum.
Kalemine ve emeğine sağlık.