Evine, köyüne, dağlarına, vadilerine, elleriyle yarattığı bahçelerine asırlardır bağlı olan bir halktan söz ediyoruz. Onlar için her kaya, her köşe, her vadi, her ağaç bir anıyı temsil eder ve kardeşten farksızdır. Bu halk yaşamak için haram yememiş, toprağın her zerresine terini akıtmıştır. İşte bu halk, bütün bunları bir anda terk etmek ve belki de geri dönmemek üzere bilinmeyen ufuklara doğru uzaklaşmak zorunda kalmıştır.