"La ilahe illallah" ifadesinden
şu kalıplar ortaya çıkmıştır:
1- Akıl ve vehmin tasavvur edebildiği her eyden mutlak
bir şeki e munezze an a tan başka hiçbir ila
yoktur. "Mu'tezile, (Müslüman) filozoflar ve bir kısım sı1finin
tasavvuru budur\
2-(Allah'tan başka, ne gerçek bir irade sahibi
gerçek bir kudret sahıbı vardır." Bu Allah'ı tevhid etmeyi,
O'nu sıfat ve fiilieri ile bu şeki e evhid etmek plarak anlayan
bazı sufilerin tasavvurudur.'
3- "Allah'tan başka. gerçekten görülen (şühud) hiçbir
şey yoktur. " Gördükleri herşeyde mutlaka Allah'ı da gören
sı1filerin tasavvuru da budur.
4- "Allah'tan başka gerçekten varolan hiçbir şey yoktur."
Vahdet-i vücudçu sufilerin görüşü de budur.
Öyle ise, İslam düşünürlerinin tevhidin manası hakkındaki
düşünceleri ve tevhidin dakik meselelerini analizde
aşırıya kaçmaları, bazılarını vahdet-i uücud fikrine götürmüştür,
dememize şaşılmamalıdır. Biz, Müslümanların sahip
olduğu bu teorinin kökünü İslam düşüncesinin dışındaki
Hindu Vedaları (Vedanta) ve buna benzer bir harici kaynakta
aramak zorunda değiliz.