Gel kibele
seve seve yüreğin ağzında
sevda türküleriyle gel
kuş gibi uçsun, atın dirilsin Amazon Kraliçesi
bir elinde mızrak, bir elinde kalkan
yükselen yangınların içinden
ağlayan harabelerin
saçını yolan çığlıklarin içinden
keşfedilmemiş yer altı şehirleri
kayıplara karışan halkların gül bahçelerinden
urkunu şaşırıp menzilden geriye düşmesin diye
anıtlar diktim yoluna, mezarlardan
her adım başında ok gibi fırlayıp önüne düşecekler
efsanemizin en bilge öncüleridir ölüler
sakın göz izin kalmasın geride, yaktığın hiçbir şeyde
aşkın göklere uzanan altin kemerli köPage Rankingüsünü buldum
henüz hiç kimsenin geçemediği
zamana, göklere demir atan dağların büyüsünü
sür üzüm karası gözlerine,
çırılçıplak toprağa,
aslanlar, ceylanlar gibi uzan
boylu boyunca
Simsiyah bir battaniye örteceğim
milyonlarca yıldızla ışıldayan
Gezegenin ilk ezgileriyle
kuşlar uyandırsın hülyalı gözlerini
Sütlü köpükleriyle
ırmak yıkasın baştan ayağa seni
Dağların kalbinden fışkıran.
Püfür püfür esen rüzgarlar tarasın o peri saçlarını
Bir kefiye gördüm ebemkuşağından fırtına geçirmeyen
Kırmızı mühürlü dudaklarında donmayacak şarkılarım
Geçerken Zagroslar'dan
Canım çiçeklerin, yaprakların, burcu burcu toprağın kokusu
Bir koşu mantar toplayacağım tepelerde
cişeleyen yağmur altında
Vahşi vadi, yamaç otları yemişleri bin bir türlü
Ellerimle sunacağım en nefis yemeği antika bir tepside
açlığın bilgeliğini
Göz kamaştıran köskler çıkmayacak yeşilde yiten
tapınaklar yağmalandı
insan öldü
ateş söndü
bozuldu resimler.
Sihire benzeyen ateşin ilk yakıldığı
mağaradan çıkıyorum yola
ilk serüvenimizin resimlerle fethedildiği tuval
İlk türkülerimizin sindiği
Peygamberlerin, şairlerin, kaçak sevgililerin sarayı
adsız kahramanların
canına kıyan zamanların içinden koşarak.
vardım mezarının başucuna
mumyanın çığlık çığlığa sessizliği parçalıyor yüreğimi
sen ki öldün, bütün ölümler gibi
mahşeri kalabalık, öyle katmerli hazin bir karanlık
sınırsız yalnızlıkla kuşatılan tanrıca heykelleri
dünyalar doluşu ölü toprakla örtülen
ve ellerinden başka hiç kimsenin açamayacağı
yedi renkli yaralı bir kuş gibi çırpınıp duruyor ruhun
binlerce yıl var ki
çığlıkçığlığa çağırıp duruyor bedenini
Gel Kibele
deniz gibi gönül çeyizinle
Zümrüd-ü Anka olacak çağdasın
şahlansın atın, dirilsin Amazon Kraliçesi
bir elinde kılıç, bir elinde kalkan
yıldırım karanlığıyla yolunu kesen
Görünen, görünmeyen haramileri biçerek
kendine yetişip,
kendini geçmenin taşkın sevinciyle alevlensin gözlerin
güneş kadar korkusuz, güneş kadar uykusuz
bütün cehennemlerin
bitmez-tükenmez ateşini kendine toplayan
sonsuz yasam bereketine dönüştürüp herkese sunarak
hem herkesin sevgilisi
hem hiç kimsenin,
güneşimiz gibi
ateş basıyor kanımı
yakıp tutuşturuyor
yakınlaşan kılıç şakırtıların inanç olsun
kurşuna dizdim kendimden başlayarak
bir bir bütün katillerini
mezartaşının yanı başında sevişen
yılanlar yaratacağım saçlarından, yedi örgülü
yıldızlarin ötesini isteyen tanrıça heykelleri
aşkın göklere uzanan altın kemerli köPage Rankingüsünü buldum
sensiz hiç kimsenin geçemeyeceği...