Gönderi

Ekran başında çoğu zaman daha iyi bir şeyler değil, daha kötü bir şeyler ararken; bize düpedüz kötü, berbat, sakil gelen görüntüleri üst üste seyrederken alttan alta bize keyif veren ne? Gazete sayfalarında çoğu zaman iyi bir haber, dergi sayfalarında iyi bir yazı falan değil, kötü kötü şeyler okumak, birinin daha açık verdiğini, arıza yaptığını, hep hatayı, hep defoyu görmek bize neden zevk veriyor? Daha da önemlisi, neden düşkünlüğü seyirlik kılan, bunu kültürün öyle kıyıda kalmış bir öğesi değil, düpedüz ana eğilimlerinden biri haline getiren bir sektör var ortada? (...) Anlamak çok da zor değil. Çocukken arkadaşımızın bize elletmediği parıltılı oyuncağın nihayet bozulduğunu, yaldızlarının pul pul döküldüğünü, alttaki plastik iskeletin öylece sırıttığını gördüğümüzde biz de benzer şeyler hissetmişizdir. Ahlaki ilkelerimizden artık pek emin olmadığımız bir anda hâlâ dürüst olmakta direnen birinin aslında yıllardır rüşvet yediğini öğrendiğimizde, güzel yazılmış bir kitabın çalıntı olduğu ortaya çıktığında, bir cümlenin tam da doğruyu dile getirecekken gözden kaçmış bir sözcük hatasıyla devrilip gittiğini gördüğümüzde içimizde birden çakan sevinç. Apaçık bir rahatlama var orada: Hayran olmamız beklenen parlak cisim nihayet boktan çıkmıştır
Sayfa 135 - Yakın TaşraKitabı okudu
·
2 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.