Zamanında kraliçelik yapmış, bu süreç de dahil 10 senesini Paris'te partiden partiye toplantıdan toplantıya akarak; dedikodu, aşk, kıskançlık ve entrika içinde geçirmiş bir bayanın Kral tarafından aile evine sürgüne gönderilmesi alabileceği en büyük ceza sanırım. Böyle bir ortamda; insanların sel gibi aktığı, dedikodunun ve dolayısıyla da arkadan oyun çevirmelerin eksik olmadığı, yalan söylemenin normalleştiği, kıskançlığın doruk noktalarının yaşandığı bir ortamda 10 sene geçirip, sürgüne tek başına yaşamaya gelmesi ve birkaç hizmetçi dışında evde yalnız olması 2. günden onu delirtmeye yetiyor. Tüm bu sebepleri ele alınca kadının hırslarına yenik düşmüş ve bunu da gururuna yedirememiş olması olağan bir şey. Ölümünün bile herkes tarafından hatırlanmasını istiyor ve günlerce bunun için uğraşıyor. Güç takıntısı.. Şahsen kadın için üzüldüm.