Gönderi

Hülasa Kabilinde Tarif
Hepimiz bir toplumda yaşıyoruz; kendi dili, geleneği ve tarihi olan bir milliyetin mensuplarıyız. Entelektüeller bu fiili durumların ne ölçüde kölesi, ne ölçüde düşmanıdırlar? Aynı şey entelektüellerin kurumlarla (akademi, kilise, mesleki örgüt) ve zamanımızda entelijansiyayı olağanüstü ölçüde kendi saflarına katan dünyevî iktidarlarla olan ilişkisi için de geçerlidir. Sonuç Wilfried Owen'ın belirttiği gibi " mürekkep yalamışların tüm halkı bir kenara itip/devlete biat etmeleri" olmuştur. Nitekim entelektüelin aslî görevi bence bu tür baskılar karşısında görece bağımsızlığını koruma arayışına girmektir. Entelektüeli sürgün ve marjinal olarak, amatör olarak, iktidara karşı hakikati söylemeye çalışan bir dilin müellifi olarak nedeni de budur.
Sayfa 14 - Ayrıntı
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.