Gönderi

400 syf.
·
Not rated
Dostoyevski'nin İnsancıklar adlı romanında şu ibare geçiyordu "İnsan kendi halinde yaşayıp gidiyor da yanı başında duran kitapta kendi hayatının tıpatıp anlatıldığından haberi olmuyor.'' Sanırım bu romanda biraz da kendimi buldum. Arka kapağındaki şu söz kitabı almaya teşvik etti. ''Minicik çocuk ellerimi avucunun içine hapsettiğinde, yüreğim yüreğinde eriyordu babacığım. Parmaklarım büyüdü diye mi tutmuyorsun artık ellerimi? Keşke hep küçük kalsalardı... Ne oldu da ayrıldı ellerimiz baba? Hiçbir zaman soramadım bunu sana. Sormak istediğimde fırsat olmadı, fırsat olduğunda cesaretim...'' Kitabın konusuna gelince, babasının ölümünden sonra ünlü avukat Verda, işini evini eşini bırakıp yurduna dönüyor ve bunun bir intihar mı yoksa cinayet mi olduğunu çözmeye çalışıyor. Cinayet ise neden, intihar ise neden? düşüncesi ile yiyip bitiriyor kendisini. Bu sorulara cevap ararken annesini de kaybediyor Verda. Gayet akıcı ve sade bir dil kullanılmış. Tavsiye edilir.
İz
İzCanan Tan · Altın Kitaplar · 201110.2k okunma
·
7 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.