Hayatımda okuduğum en en en ilginç kitaplardan biriydi. Kitabın içinde kaç kere kayboldum siz biliyor musunuz. Kurgu, olayları birbirine bağlamalar, karakter betimlemeleri daha ne söylesem hepsi çok güzel olmuş. Başta "ben anlamadım galiba bu kitabı" diyip iyiki elimden bırakmamışım çünkü ilk 40 sayfada kopukluklar yaşadım bir de başladığımda gece yarısıydı kafa bi milyon falan. Her neyse başlangıcımız azıcık anlamamalarla olsa da 40 sayfadan sonra vay be dedim. Çok güzel bir eser sadece nasıl tasvir etsem hmm şey gibi hiç güneş yok sanki kitapta. Evet evet kitapta hiç güneş açmadı hep bi entrika hep bi karanlık hep bi gerilim.. Ama itiraf ediyorum bir insan ancak bu kadar güzel kurgulayabilirmiş dedirtti. Bir de bana deyin ki kitap ne anlatıyor? Cevabım bilemedim ben onu olurdu. Kitap öyle çok şey anlatıyor ki temaya karar veremiyorum. Okuyalım okutalım arkadaşlar. Şimdi içinden bazı cümleleri de buraya not etmek istiyorum. ️Gülleri ve bülbülleri göremeyip gün boyu evinde oturan adam Dünyanın kendisini hiç görebilir mi? ️Bu dünyada insanların korktuğu tek şey öğrenmekti. ️Düşünüyorum, ama sadece ben var değilim. Düşündüğüm için asıl sizler varsınız; sizler ve içinde yaşadığınız dünya.

Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,2bin okunma

·

17 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Milena