çok uzun zaman önce okumuştum ve çok etkilenmiştim.gerçe yaşam öyküsü olması beni ayrıca sarsmıştı.yoksulluğun alt sınırlarında gezinmiştim yazarla birlikte.çok kötü bir şiltede maaile yatıyor olmaları,ısınmak için küllerin arasından yanmamış kömür toplamaları,kavanozla çay içmeleri gözlerimin önünden gitmedi.yoksulluktan hastalıklı gözlerini tedavi ettiremeyişi ve bu nedenle ÇİPİGÖZLÜ olarak anılması...