Çin atasözü der ki:
"Kalpler birbirinden uzaklaştıkça sesler yükselir,
yaklaştıkça fısıltıya döner. Kavgada bağırmanın,
sevgide fısıldamanın sebebi budur."
Fakat yaşantımız kalplere hitap etme illüzyonuyla
kendi sesinden başka bütün sesleri bastıran
bir çığırtkan satıcı gibi var oldukça...
Diyaloglarımızın tonu yükseldikçe...
Kendi sesimizden, kendi sözümüzden
başkasına tahammül edemez hale geldikçe...
İrfani geleneğimizin "kalpten kalbe" olan
yollarını unutmaya mahkum oluruz.
Bir şehre, gece vakti, uzaktan bakın...
Şehrin sadece dış konturlarını görün...
İçine girmenize gerek yok, bir tepeden o şehrin dokusuna bakın...
O siluet ve o doku, size çok net bir şeyler ifade eder. Şehri inşa eden, koruyan, muhafaza eden toplumun medeniyet tasavvurunu orada görürsünüz.
Medeniyet tasavvuru önce şehrin siluetiyle ortaya çıkar. "Fincanımda Cola Var" kitabı, modern insanın
serüvenine yakından ayna tutuyor. İnsanın sadece
karşısındakine değil, içselleştirdiği kendi haline de
bakmasını sağlıyor.
Kitabın eğitim-öğretim, dini iletişim-etkileşim
bahsine dair birçok makalenin özeti gibi anlatımı var.
Ne çok şey yaşanmış, ne badireler atlatılmış
yada içinde sıkışıp kalmış olduğumuz hususlar.
Birçok şey var colanın kahve yerini almasında.