Thomas Mann ile tanışma kitabım oldu Venedik'te Ölüm. Kitabı aldıktan sonra bitirme süremin en uzun olduğu kitap. Üç defa başladım ve hepsinde de yarım bıraktım, gitmedi, okuyamadım kitabı en iyisi ara vermek diye düşündüm; kitabı bitirmeye gayret etseydim Thomas Mann'ı bir daha okumaz, bu büyük yazardan mahrum kalırdım. Hani diyoruz ya '' her kitabın bir zamanı vardır'' bu kitapta zamanı olan kitaplardan.
Yeniden başlayınca eski bir arkadaşımı görmüş gibi oldum ve hemen hasret giderdim kendisiyle. Evet kitap akıcı değil, konu durağan, uzun ve anlamak için dikkat verilmesi gereken betimlemeler, nereye gittiğini sorguladığınız cümleler var, evet konu eleştiriye çok açık ve sarsıcı ama bunlar kitabı okumaya engel değil. Yazar anlatmak istediğini aşırıya kaçmadan, amacının dışına çıkmadan o kadar etkileyici anlatıyor ki, kitabın sonunda yazara hayranlığınız artıyor.
Tutkularımız ne kadar bizim kontrolümüzde ? Kontrol edemediğimiz tutkularımızın sonucu ne olur ? Güzellik -hele ki aklımızı baştan alacak kadar güzel olan- bizlere neler yaptırır ? Bu soruların cevabı için Venedik'te Ölüme bekleniyorsunuz. Keyifli okumalar.