Her şey 1889'un Nisan ayında, Sherlock Holmes'ın bir kadının yardım isteğini geri çevirmesiyle başlıyor. Sherlock'un ev sahibesi Bayan Hudson, bütün vaktini geçirdiği mutfağında sıradan bir gün yaşarken merdivenlerde bir kadının ağladığını duyar ve kadını mutfağına davet ederek sorununu öğrenir. Kadına yardım etme isteğiyle artık mutfaktan çıkıp hayata karışmanın vakti geldiğini düşünür. Yanına en yakın arkadaşı olan Mary Watson'ı da alarak dedektifçilik oynamaya başlarlar. Ancak işler hiçte düşündükleri gibi gitmez ve olaylar çok karmaşık bir hal alır. Dr. John Watson'ın eşi Mary, Sherlock Holmes'ın ev sahibesi Martha Hudson ve kitabın bazı kısımlarında aralarına katılan Irene Adler ile 3 kadının Whitechapel sokaklarındaki maceralarına ve kadınların tek işinin mutfak ve ev olduğunu düşünenlere verdikleri cevaplara tanık oluyoruz. Bakalım kadınlarımız bu karmaşık olayın içinden çıkabilecek mi? Daha önce Sherlock Holmes okumayan biri olarak kitabı elime alırken çok düşündüm ya bir şey anlamazsam, sıkılırsam yada bana hitap etmezse diye. Ancak kitap o kadar akıcı ve merak uyandırıcıydı ki sayfaları çeviriş hızıma kendim bile inanamadım. Müthiş bir düşünce sonucu ortaya çıkmış bir kitap, takdir ettim. Erkek dedektif oluyor da kadın dedektif olamaz mı? Bal gibi de olur. Bunu görüyoruz kitapta. Sherlock severlere tavsiye ederim. Daha önce hiç Sherlock okumayanlar da bu kitaptan sonra okumaya karar vereceklerdir diye düşünüyorum.

Sherlock'un KadınlarıMichelle Birkby · Arkadya Yayınları · 201775 okunma

·

18 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.