Gönderi

464 syf.
6/10 puan verdi
O günler en iyisiydi, ya da en kötüsüydü, akıl çağıydı ve aptallık çağıydı, inançlar zamanıydı ve inançsızlıklar zamanıydı, ışık mevsimiydi ve karanlık mevsimiydi, umut baharıydı ve umutsuzluk kışıydı; yaşayabilmek için her şey vardı önümüzde ve yaşayabilmek için önümüzde hiçbir şey yoktu; hepimiz doğrudan cennete gidiyorduk, hepimiz doğrudan cehenneme gidiyorduk.Kısacası o günler, tıpkı şimdiki gibi o kadar uzaktaydı ki, kimileri iyi ve kötü şeylerin üstünlük dereceleri karşılaştırdığında, o günlerin gelmiş geçmiş en iyi günler olduğunda ısrar ediyorlardı. İngiltere tahtında bir kral oturuyordu büyük ağızlı ve çirkin suratlı. Fransa tahtında bir kral vardı geniş ağızlı ve bir de kraliçe, güzel yüzlü.Bu iki ülkede de kristalden bile daha parlak olan; devletin özel çıkarları uğruna korunan balık ve ekmeklerine bakan soylular, var olan her şeyin değişmeden var olmaya devam edeceğini düşünüyorlardı.Bizim kralımızın yıllarıydı, bin yedi yüz- bin yedi yüz yetmiş beş...
İki Şehrin Hikâyesi
İki Şehrin HikâyesiCharles Dickens · Can Yayınları · 202359,6bin okunma
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.