Gönderi

O Temiz Aşklar ve Temiz İnsanlar Nerede
Karşı pencerede, her karşılaşmamızda bana tatlı tatlı gülümseyerek "nasılsın fıstık" diyen bir adam vardı. Ona aşık olmuştum. Sanırım o da bana aşıktı. Yoksa neden bana her gün gülümsesin ki. Tek sorunumuz onun 35, benimse 5 yaşında olmamdı. Ama aşkın yaşı yoktu. O yaşta kara sevdanın pençesine düşmüştüm. Hep onun yanında olmak ister, ona gitmek için ağlar ve saatlerce susmazdım. Gece gün pencerede bekler, onu görmediğim günler ve ışığının yanmadığı gecelerde deli olurdum. Varlığı perdeler arkasından gözüken bir ışık olsa bile o ışık hep yansın isterdim. Bilirdim oradaydı ve bana çok yakındı. Onun ışığı yanıyorsa ben rahatça uykuya dalar, yok eğer yanmıyorsa ikide bir kalkıp ışığı kontrol eder uyuyamazdım. Neredeydi neden yoktu ki? Uyanır uyanmaz aklıma gelen ilk şey yine o olurdu. Gelip bizim evde yaşasa ne güzel olurdu diye düşünürdüm. Hiç kimseye dokundurtmak istemediğim pilli konuşan bebeğimle sadece o isterse oynayabilirdi. Tüm oyuncaklarımı her şeyimi verebilirdim ona. Pencereden uzaktan uzağa seyretmektense yanımda olur bana hep gülümser tatlı tatlı konuşur diye düşünürdüm. Nasıl bir aşk acısı çektim ve bunu nasıl yansıttım bilmiyorum ama ailemin ricasıyla haftanın belli saatlerinde bana seslenip evine davet etmeye başladı ve ben merdivenleri uçarak inip onun yanına gitmeye başladım. İsmi Utku idi ya da Ufuk ve doktordu. Ben her gün ona resimler çizerdim. Büyük bir hediye gibi ona götürürdüm ve o çok beğendiğini söyleyip duvarına yapıştırırdı. Zaman geçtikçe resimler çoğalmıştı. Duvarın rengi bile gözükmüyordu benim çizdiğim resimlerden. Abidik gubidik şeyler çizmiş olsam da Utku herbirini bir sanat eseri gibi görüyor çok beğendiğini söylüyordu. Çünkü bana aşıktı 😜 Benimle oyunlar oynar, bana gitar çalar, şarkı söylerdi. Bir rica sonucu küçük bir çocuğu oyalardı işte bense bunu büyük aşk sanırdım. Onun yanında zaman hiç geçmesin isterdim. Beraber bulaşıkları yıkar, tost yapar yerdik. Bana minik bir davul almıştı. Artık gitar çalarken ona eşlik edebiliyordum. Onunla, beş sene önce başlayan hayatımın en eğlenceli saatlerini geçiriyordum. Sonrasında ise "Şimdi sen evine git ben seni yine çağırırım" diyerek beni gönderirdi ve tekrar çağırışına kadar onun özlemiyle yanıp tutuşurdum. Ve çok kalın kitapları vardı. Hayran hayran seyrederdim kitaplarını. İnsan birine aşık oluyorsa ona ait her şeye aşık oluyormuş bunu anlamıştım. Kitaplara olan aşkım, Utku ile başlamıştı. Kitaplar sanırım tıp kitaplarıydı. Okuma yazma bilmediğimden ara sıra kitapların resimlerine bakardık. Resimlerden ve anlattıklarından hiçbir şey anlamasam da onun anlatması hoşuma giderdi. Şimdi nerede çok kalın bir kitap görsem aklıma ilk düşen Utku olur ve gülümserim. Miden ağrırsa hastaneye gel ben seni muayene ederim demisti bir keresinde. Ve o günden sonra ben, onun çağırmadığı günlerde vücudumda nerede olduğu ve ne işe yaradığını bilmediğim bir midenin çok ağrıdığını bahane edip hastaneye gitmek isterdim. Ve birgün yine pencereden bakarken gördüğüm manzarayla yıkıldım. Utku'nun büyük ayaklı lambası, karton maket arabası sokaktaydı. Evet taşınıyordu. Sanırım tayini falan çıkmıştı. Hemen koştum ve "Seninle geleceğim." dedim. "Tatlım şimdi ben gideyim eşyaları yerleştireyim sonra gelip seni alacağım." demişti veda ederken. İçim paramparça olmuştu çünkü o gidiyordu. Sarıldım ağladım bırakmak istemiyordum. O gün giydiği mor gömleğin (veya tişört) omuz kısmını gözyaşlarımla ıslatmıştım. Zorla çekip aldılar beni aşkımın kollarından. Umutla ve hüzünle arkasından bakakaldım bir süre. Eşyalarını doldurduğu küçük kamyona son kez bana el sallayıp binip gitmişti. Öyle sıkı sarılmışım ki beni çekip alırlarken sert davranmışlardı ve kollarım birkaç gün sızlamıştı. İlerleyen saatlerde Utku belki vazgeçip geri gelmiştir diyerek evine gittim kapının kolunu indirdim. Her zamanki gibi açıktı. Utku ben geleceğim diye kapıyı yine kilitlememiş diye düşündüm. Ama ev bomboştu. Bütün eşyalar gitmişti. Devamlı üzerinde oturarak dönüp durduğum döner sandalye bile yoktu ortada. Sadece duvarda onun için çizdiğim resimleri bırakmıştı. İkinci bir yıkımdı bu. Ben çok beğeniyor değer veriyor zannediyordum ama o giderken koca evde sadece onları bırakmıştı ve de bir iki poster. Birazcık küsmüş olsam bile senelerce umudumu yitirmedim. Bir gün gelip beni alacaktı. Ve o gün hiç gelmedi. Ara sıra yine aklıma gelir çocukluk aşkım, umudum ve ilk hayal kırıklığım. Şimdi Utku nerelerde neler yapıyor hiç bilmiyorum. Zaten şu an 60 65 yaşlarında falan olmalı. Facebook üzerinden çok aradım ulaşamadım soy ismini bilmediğimden. Yüzü aklımda yok. Görsem tanımam. Bulsam bile o küçük kız bendim diyemem utanırım çok saçmalıklar yapmıştım o zamanlar. Elbette onunla tanışmak isterim ama bu olayı yazmamın nedeni Utku'yu bulmak değil. Bugün market çıkışı gördüğüm tatlı bir kız çocuğuna çikolata vermek istedim. Kız neye uğradığını şaşırdı istemem istemem diyerek korkup kaçtı. Yine Utku geldi aklıma. Utku ne kadar iyi birisiydi. Sadece Utku değil tüm büyükler çok iyiydi. Sokakta kim şeker, çikolata verse hiç yok demezdik. Çünkü o zamanlar büyüklerin amacı sadece çocukları sevindirmekti. Şimdilerde kimse, benim ailem gibi çocuğunu fazla tanımadığı, yalnız yaşayan bir adamın evine göndermesi bir yana çocuklara yabancılardan çikolata almayı bile yasak etmişler. Ben küçükken insanlar çok iyiydi bunu anladım. Yine dayanamadım. Utku isminde 60 yaş üstü doktor yani mideden bahsettiğine göre dahiliyeci bir tanıdığı olan var mı 😄😆
··
100 views
Gökhan okurunun profil resmi
"İnsan birine aşık oluyorsa ona ait her şeye aşık oluyormuş bunu anlamıştım. " kısmı çok iyiydi.
DUA okurunun profil resmi
This text has been automatically translated from Turkish. Show Original
Thank you.
Esther. Sema okurunun profil resmi
Babam öğretmen. İzcilik klübündeydi ben küçükken. 4 5 yaşlarındaydım. Gezilere beni de götürürdü.Bir öğrencisi vardı gezilerde benimle ilgilenirdi. İlk aşkımdı ismini hatırlayamıyorum. Bana sarılırdı sonra gül vermişti bana hayatımda bir erkekten aldığım ilk ve tek güldü. Sonra bir gün gezilerden birinde Asiye diye bir abla ile tanışmış onu da çok sevmiştim. Aşık olduğum da vardı. Düşündüm benden yaşı büyük biz olamayız. En iyisi Asiye ablayla olsun.Neyse mendil kapmaca oyunu oynarken ben bunların ikisinin eline tutuştum. Onlarla oynayacağım diye. Sonra onlar da kırmadı tabiki. Derken ikisini elele tutuşturdum. Koşarak babamın yanına gittim. Çok utandıklarını hatırlıyorum ama gerisi yok😂😂 Sonrası oldular mı bilemem🤣🤣 Aklıma bu masum ve tatlı hikayeyi okuyunca o geldi.
1 previous answer
DUA okurunun profil resmi
çok düşüncelisin :)
1 next answer
Bu yorum görüntülenemiyor
Semih Doğan okurunun profil resmi
Sanırım herkesin hayatında böyle bir hikayesi vardır ya da bir gün mutlaka olacaktır. Sizin açınızdan baktığımda son derece masum bir "aşk" hikayesi görüyorum. Ve bu aşk hikayesi, hiçbir zaman mutsuz bitmeyecek bir aşk hikayesi. Günümüzdekilerden farkı bu. Utku açısından bakarsak, eminim onun da her şeyden haberi vardır. O da sizinle vakit geçirirken her şeyin farkındadır. Zaten yaptığı şey tam olarak sizin gelişiminize doğru katkıda bulunmak. Çünkü kendisi anladığımız kadarıyla, doğru bir insan. Onun da günümüzdeki insanlardan farkı bu. İlerleyen zamanlarda yolunuzun tekrar kesişmesini çok isterim. Fakat buradaki asıl mesele bence Dua veya Utku olmak değil; yeni Dua'lara Utku olabilmek. Hayattaki Dua'ların ve Utku'ların artması temennisiyle, paylaşımınız için teşekkür ederim. Çok hoştu.
DUA okurunun profil resmi
Yorumunuz gerçekten vermek istek istediğim mesaja en uygun yorum oldu teşekkür ederim.
aynur okurunun profil resmi
Geçen aylarda dershaneden çıkıp eve yürüyordum, hava da kararmış, bir çocuk elinde kendinden ağır poşetler taşıyordu daha doğrusu taşıyamıyordu. 'Yardım edeyim evine kadar, poşetler ağır.' dedim. Korku gözlerinden aktı, istemedi, hayır hayr dedi, hızla uzaklaşmaya başladı. Eve daha kısa yoldan gitmek için olacak ki tarlaya saptı, arkasından seslendim ben de 'yavaş git karanlık düşersin' diye. İki de bir arkasına bakıp bakıp yürüyordu. Ben de korktuğunu anlamıştım da bir yandan da düşerse diye de yavaş yavaş yürüyordum. Sitesine gidene kadar gözüm üstünde yavaş yavaş yürüdüm. Bir yandan sevinmedim değil, tanımadığı insanlardan uzak durması gerektiğini söylemiştir annesi, sözünü dinliyor. Bir yandan üzüldüm işte. Yazınızı görünce anlatmak istedim. Son kısmı destekler nitelikte. İyi akşamlar.
DUA okurunun profil resmi
Evet aslında çocukların böyle davranmaları iyi ama ben yine de üzülüyorum çocuklar insanlari sevmeye korkuyor. Umarım bir gün insanlık düzelir
Melek yeter okurunun profil resmi
"İnsan birine aşık oluyorsa onunla ilgili herşeye aşık oluyormuş " :))
DUA okurunun profil resmi
Öyle oluyormuş ;)
Bu yorum görüntülenemiyor
Mona okurunun profil resmi
Biran olsun yüzümde tebessüm eksik olmadan okudum.Yüzünüzden tebessüm eksik olmasın :)bence utku beyden artık umut kesme vakti geldi :)Bu değerli anınızı paylaştığınız için ayrıca teşekkür ederim kendi adıma :))Masum ve çok şiirince 🌼
DUA okurunun profil resmi
Umudu çoktan kestim belki adam ölmüş bile olabilir 😆😆
Osman Y. okurunun profil resmi
Ut..kk..uu..@dr.com.tr 😀 biz de emoji hakkımızı kullanalım gece gece ortalık sakinken😎
DUA okurunun profil resmi
ehehe bilgisayardan giriyorum emoji göremiyorum ben
3 next answer
15 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.