"Gerçi bu ülkeden değişik yerlerinden uğursuz işaretler (Türkiye’nin Ermeni holokostunu tanımaması, gazetecilerin tutuklanmaları, Kürtlerin statü meselesinin çözümlenmemesi, Osmanlı İmparatorluğumun geleneğini diriltecek daha büyük Türkiye arayışları, zaman zaman dini kuralların dayatılması, vb.) gelmiyor değildi, ancak bunlar, büyük resmi bozmasına izin verilmemesi gereken küçük lekeler olarak göz ardı ediliyordu.
Derken Taksim Meydanı protestoları patlak verdi. Herkes biliyor ki, protestocuların ‘asıl derdi’, İstanbul’un göbeğinde Taksim Meydanı’nm dibindeki bir parkta kökten değişiklik yaparak, burayı bir AVM’ye dönüştürme planı değildi; söz konusu olan, sebepleri daha derinlere uzanan bir huzursuzluktu."