Bir şeye doğruluğundan şüphe duymadan inanmak başlı başına bir mücadeleyken, inanmadığı bir şeye inandırılmaya zorlanmak, itaat etmek ne kadar acı verici bir durum.
Yüzbaşı Erdene ve Kuttubayev birbirlerinden yüzyıllar sonra aynı coğrafyada yaşamış, kendi doğrularından, küçük Tanrıların gazabına rağmen vazgeçmeyen, insanlığından ödün vermeyen muzaffer kahramanlar.
Cengizhan'ın içten içe yaşadığı vicdan azabını, Erdene'nin ve Kuttıbayev'in aşklarını, çaresizliklerini, ailelerinin yanında olmak için duydukları isteği, Togulan'ın acısını, Altın'ın memesinden gelen sütle duyduğu sevinci, gözyaşlarımı tutamadan kalbimde hissettim.