Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

252 syf.
9/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Vincent Van Gogh'un kardeşi Theo'ya yazdığı mektuplarından oluşan eserini yani açıkçası mektup roman türünü dostoyevki'nin insancıklar romanını okuduktan sonra keşfettim diyebilirim.Yapısı gereği, okuyucuyu yazarın iç dünyasına çok çabuk buyur ettiğinden ve olanı biteni sansürsüz ilettiğinden çok daha vurucu olduğunu söyleyebilirim.Theo’ya mektuplar romanında da Van Gogh’un melankolik iç dünyası hakkında oldukça bilgi sahibi oluyoruz. Yaşadığı parasal sıkıntılar, kendi tekniğini bulabilmek ve yaptığı şeyin üstüne bir şey koyup koymadığından emin olamamanın verdiği paranoyak ruh hali, dönemin diğer ressamlarıyla ilişkileri, tablolarındaki renklerin seçimi, şehir betimlemeleriyle, dönemine ve döneminin sanat dünyasına da ışık tutması açısından güzel bir kitap. Dostoyevski’yi Van Gogh’a,Van Gogh'u dostoyevkiiye benzettim.Sanırım sebebi Van gogh'un hayat hikayesinin sanki dostoyevski kitaplarından fırlamış olması.Vincent Van Gogh'un da Dostoyevski gibi sara hastalığı ve alkol sorunları var. Ayrıca bütün bunlar yetmezmiş gibi sefillik derecesinde yoksul. Hayatı boyunca kardeşi Theo’nun yardımları ile yaşar, hatta boyalarını bile Paris’ten kardeşi gönderir. Sanatsal yeteneği, zamanın eleştirmenleri tarafından reddedilir. İki üstadı da anlayan sadece bir kaç kişidir. Van Gogh'un kendine özgü fırça vuruşları, renkleri varsa Dostoyevski’nin de kendine özgü yaklaşımları ve sorgulamaları var. İkisinde de topluma olan uyumsuzluk, belirgin bir şekilde kendini kendi elleriyle var eden bir eyleme dönüşmüş.İkisinin en önemli benzerliği sanatlarını bezeyen kor ateş ve bitmek tükenmek bilmeyen tutkularıdır. Van Gogh'un ünlü Arles’deki Yatak Odası (Bedroom In Arles),1889 i.hizliresim.com/0zb6qL.jpg tarihli eseri tıpkı dostoyevski'nin kitaplarındaki betimlemelere göre çizilmiş gibi. Van Gogh'un hayatı yoksulluk ve problemler içinde geçen bir kâbus, bir trajedi olmuştur. Yaşadığı bu acımasız hayat belki de onun öldükten yıllar sonra dikkat çekmesine, değerinin anlaşılmasına da bir ölçüde neden olmuştur. Çünkü bu büyük sanatçının renkleri de çarpıcı ve kendine özgüdür, özellikle mavi, sarı ve diğer renkler. Hayat onu nasıl sert fırça vuruşlarıyla bunalttıysa, o da tuvale özgün fırça vuruşları yapmıştır. Sanat tarihinde yaşadıkları çağda çığır açan birçok sanatçı gelip geçmiştir. Sanatçıların etkisinin yalnızca yarattıkları yapıtlar ile değil, yaşadıkları hayat ile de önemi vardır. Bunun en önemli örneği Hollandalı ressam Vincent Van Gogh’dur. Bence o tüm zamanların en büyük ressamıdır. Yalnızca olağanüstü, kendisine özgün yapıtlarıyla değil, yaşadığı trajedinin büyüklüğüyle de öyledir.Günümüzde yapıtları en çok yayılmış ve insanlara ulaşmış bence tek ressamdır. Onun yapıtlarına dünya'nın her yerinde rastlamak olasıdır. Tarihte geleceği adeta gören,hisseden yeni çağın geleceğine ışık tutan her vizyonlu bilim,ilim,bilgi insanı gibi ne yazık ki Van Gogh'u da pek anlayan olmamıştır. 27 yaşında başladığı resim tutkusu ile sadece 10 sene içinde yüzlerce resim ve baş yapıt sunmasına rağmen kendini insanlara anlatamamış ,1890 yılında tabancası ile kendini göğsünden vurarak 37 yaşında gencecik yaşta hastalıkla yaşadığı hiç bir zaman mutlu olamadığını dile getirdiği yoksul hayata veda etmiştir. Seçimden değil, kaderden dolayı maceracıyım sözü ile bizi düşündürerek... O bir hayatı değil bir kâbusu yaşamış kendi sözüyle dahilik ve delilik arasında mutsuzluğu sonsuzluğa taşımıştır.. Her mektubunun "Bana inan" notuyla bitirmesi ama yaşarken kimsenin ona inanmaması çok acı... “Bir gün ölüm bizi başka bir yıldıza götürecek” sözündeki müthiş dünya görüşü ile yıldızlara aşık bir insan olarak.Yıldızların ışığında sonsuza kadar mutluluk ve sevgi ile Hoşçakal üstat...
Theo'ya Mektuplar
Theo'ya MektuplarVincent Van Gogh · Yapı Kredi Yayınları · 20136,2bin okunma
··
84 görüntüleme
Ebru Ince okurunun profil resmi
Kitap listemde idi ..merak ettiğim bir karakter Vincent ..çok keyifli bir inceleme olmuş ..teşekkürler
Veysel Yılmaz okurunun profil resmi
Değer verip okuduğunuz için ben teşekkür ederim Simurg hocam ve Ebru hocam teşekkür ederim saygılar.
Bu yorum görüntülenemiyor
Veysel Yılmaz okurunun profil resmi
Ebru hocam açıkçası merak ettiğim üç üstat var birincisi Dostoyevski hala okuyorum sizin gibi :) ikincisi Vincent Van Gogh'tu, Üçüncüsü ise bethowen bu üç devi çok merak ediyordum.Bethowen kaldı bakalım yakın zamanda okumayı düşünüyorum :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.