Çocukların çektiği acılarla dram yönü ön plan da olan kitaplardan nefret etmişimdir. Boyalı Kuş'tan da bu yüzden nefret ettim. Bu bana biraz kolaycılık gibi geliyor. Nasıl ki komedi filmlerin de izleyiciyi kolay yoldan güldürmek için küfürlü ve bel altı espriler yapılması mizah değil, kolaycılıksa, dram ağırlıklı kitaplarda da çocukların kullanılması bana göre kolaycılık.
Çocuklar insanların hassas noktalarıdır, etkilenmemek mümkün değil ve bazı yazarların bilerek çocukları kullandıklarını düşünüyorum. Buna bir de yoksulluk, hastalıkta eklenince ortaya ağır dram çıkıyor. Ben de dram severim ama insanların gözüne sokulan kolay detaylı dramları değil bam teline dokunacak detaylı dram etkiler beni. Mesela Gogol'ün Palto hikayesinde Akakiy Akakiyeviç arkadaşlarına söyle diyor, “Bırakın beni, neden bana böyle eziyet ediyorsunuz?” Bu, bir insanın trajedisini anlatacak en iyi soru cümlesi bence. Ya da şöyle düşünelim, tek amacı yeni bir paltoya sahip olmak olan bir adam üzerinden nasıl da ağır bir dram çıkıyor ortaya. Hâlbuki tek önemli detay palto. Kısacası bir yazara, hastalık ver, çocuk ver, yoksulluk ver, acı ver elbette çok kolay bir dram çıkar ortaya. Ama sadece palto ver ve dram yaz de işte o zaman ak koyun kara koyun belli olur.
Bu arada ben niye kitabı okumadan bu kadar salladım bu kitaba anlamadım. :) Gogol ile kıyaslamakta nereden geldiyse aklıma. :) İnceleme gayet güzel olmuş Semih Bey. Elinize sağlık. :)