Gönderi

"Savm... Oruç... Vazgeçmek demekti savm. Aslında dünyalık olanla kendisi arasında sürekli mesafeler koyan bir kimse olarak Resulullah'ın(s) timsali gibiydi bu ibadet. O'nun(s) hayatı tümüyle savme benzerdi aslında. Bazen aylar geçerdi ki evimizde ocak tütmemiş, aş pişirilmemiş olurdu. Yemek olmadığı zamanlarda "Ben oruçluyum, niyet ettim" derdi çoğu kez... Orucu bir kalkan gibi anlatırdı bize Resulullah(s). "Onu zedelemedikçe sizi koruyan bir kalkandır oruç..." "Peki nedir onu zedeleyenler?" "Yalan ve gıybettir..." Oruç, güzel ahlak elbisesi mü'minlerin. "Şayet oruçlu iken bir kişi sizi incitir, kötü söz söyler veya kavgaya teşvik ederse, ona ben oruçluyum deyin" diye nasihat ederdi bizlere... 'Saihun'du oruçlular... Yani seyahat edenler... Oruç bizleri kendi nefsimizden ayrılan bir gemiye bindirirdi sanki. Kendi bedenimizin dışındaki bedenleri, kendi açlığımız dışındaki açlıkları, kendi susuzluğumuzdan öteki susuzlukları öğreneceğimiz bir gezintiydi oruç... Orucu bir iç yolculuğu olarak, kendi kendimizden vazgeçmek, uzaklaşmak anlamında görürdük..."
·
5 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.