Gönderi

160 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 3 days
Bugüne kadar hemen hemen bütün yazarlar özellikle de Rus yazarlar -nasıl böyle bir fikre kapıldıysam- kahramanı daima açlık döngüsüyle ele almıştır. Her ülkenin edebiyatı yoksulluk sefaleti anlatımı farklıdır, hatta #dostoyevski nin #suçveceza romanında : " Sefalet kapıdan girdi mi onur bacadan çıkar." tanımını böyle yapmıştir. Ama Knut her ne kadar sefalet yaşasada insan onurunu elden asla bırakmamalı- yanlız kahramanımız inanılmaz yalan konuşmayı da ihmal etmiyor-der. Bahsedilen açlık öyle bir açlık ki; kahramanın parmaklarını ısırıp kanıyla midesini yatıştırmaya talaş yiyerek ayakta kalmaya yeleğinin düğmelerini satıp ekmek almaya giden bir süreci aktarır. Yine de katlanılan bütün bu sıkıntıların amacı yazmaktır. Namusuyla, onuruyla yazmak. Günlerce ağzına bir lokma sokmayan kahrama bakkala veresiye için ekmek almak yerine mum almaya gitmiştir. Hamsun, Açlık kitabının 49. sayfasında "Karnımı hiç değilse böyle doyurayım diye, tekrar tekrar tükürüğümü yutuyor, faydasını göreceğe de benziyordum." gibi benzer bir cümle yazmıştı. . . "Son günlerde pek sinirli, kolay heyecanlanır olduğum için kadının yüzü, bana ani bir tiksinti verdi... Benden yana döndüğü sırada, kadının bakışları sucuk doluydu hala." (6. sayfa) Gerçekten de dışarıda olduğumuz zaman gözlerinden sosis sucuk fışkıran bakışların arasında yürüyor gibiydik. İnsanlar bırakın sadece karınlarını doyurmayı gözlerini bile yeterince doyuramamaktan şikayetçilerdi. Fakat bu sistem içerisinde açların yeri yoktu, tok olmalıydınız. Eğer aç olup bir yerlerde, herhangi bir bankta uyumaya çalışırsanız kafanıza devletin polisleri üşüşüp "Sen neden açsın? Sen de tok olsana, kalk buradan!" der gibi sizin açlığınızı ve acınızı size unutturmamak için uyuyamamanız üzere kendilerine söz vermişlerdi. Sistemi rahatsız etmemeliydiniz açlığınızla, aksi takdirde rahatsız olurdunuz. Hani deriz ya "Allah kimseyi açlıkla sınamasın." #knuthamsun ise açlığı konu olarak ele almış ve kahramanı bu konudan yola çıkarak yaratmıştır. Kahramanımız Andersan Tangel'in yaşadıkları zihnime hep
Yusuf Kunduz
Yusuf Kunduz
u canlandırdı. Nedense bu iki kahraman bir yerde tesadüfen bir araya getirilmiş gibiler zihnimde. Açlık için yine bir yazar şöyle diyordu: “Hiçbir korku açlığa karşı direnemez, hiçbir sabır onu aşındıramaz, açlığın olduğu yerde iğrenme varolamaz, hurafelere, inançlara, ilke diyebileceğimiz şeylere gelince de, bunlar rüzgârın savurduğu saman çöplerinden farksızdırlar.” Aslında Hamsun açlığın iradeye etkisini çok bariz gözler önüne sermekte. . . Kitap: “Açlık romanı, yazar olmak amacıyla Kristina’ya gelmiş, bir taraftan açlık ve sefaletle boğuşurken diğer taraftan hayallerini gerçekleştirmeye çalışan genç bir insanı anlatır. Başkarakterimiz Andreas Tangen, tek ideali yazar olmak olan, oldukça gururlu ve alçakgönüllü ama bir o kadar da aç ve sefil biridir.” Kitap da bunun üzerinden gelişir. . . Keyifili okumalar... “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” (Hadis-i Şerif) Fakir bebeğin içemediği sütü, zenginin köpeği içiyorsa bana adaIetten bahsetmeyin. (P. SamueIson) Eğer açIık derdi oImasaydı, ne avcı tuzak kurardı, ne de kuş tuzağa düşerdi. (Şeyh Sadi) Açlık, en akıllı balıkları bile oltaya getirir. (Goethe) AçIık, iIaçIarın padişahıdır. HekimIer niye perhiz verir düşünsene. (MevIana) AçIık, en iyi terbiyedir. (Romanos Diogenes) Yeryüzünde hiçbir gıda, açIık kadar IezzetIi değiIdir. (Cervantes) Ne zaman aç kaldımsa, kalbinde hikmetten açılmış bir kapı buldum. (Şiblî)
Açlık
AçlıkKnut Hamsun · Varlık Yayınları · 201728.1k okunma
·
7 views
Özlem okurunun profil resmi
Harika bir inceleme. Emeğinize sağlık🙏🏻
birkitapbirilktir okurunun profil resmi
Teşekkürler b sevgiyle kalın.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.