Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

119 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 günde okudu
Bu kitap bi' eleştiri, geçmişi sorgulama ve öfkenin öyküsü. Üç arkadaşın içiçe geçmiş halini, bizler aralarından birinin intihar etmesiyle öğrenmeye başlıyoruz. Ama bu intihar sadece bi aralık. Çünkü her şeyin kazınmasını, nedenini sonucunu doğuran, başlatan itki. Anlatıcının olaylardaki pasif tutumu, kendini daha mantıklı bi' yere oturtması okuyucu olarak bana kolaylık sağlasa da anlatım beni benden aldı. Virgüllü, kırkayak nice cümlede ben yakınlıklar, kişi analizlerine hayran olurken paragraf gölgesi taşıyan bu cümleler aklımı karıştırdı. Taa kitabın en başında değinilen bi' intihar var, işte o intiharla açılıyor kapı, olayların içyüzü. Yaklaşık 120 sayfa olan kitap aslında çok kısa süren bi' anda gerçekleşiyor. Yer kaplayan, bunca düşündüren şey anlatıcının da sürekli, sık sık ifade ettiği gibi "düşünme" eyleminin kendisi. Çünkü düşüncenin hızı karşısında zaman çok çaresiz. Tek olayla biz geçmişteki ne çok şeyi yaşayıp nasıl analizlerde bulunuyoruz. Kitabın akışı bu yönde. Yaşananlar, yaşanması gerekenler ve nicesi... Tek perçinleyici şu anın saniyesi. Beni en etkileyen noktalardan birini düşmek istiyorum şuraya.. Glenn Gould'un Wertheimer'e atfettiği "bitik adam" sıfatı. Bu kısma her ne kadar kitabın sonlarına yakın bi' yerde rastlasam da okuyunca paragrafı işte dedim, Wertheimer suçsuz, onu bu şekilde ana kazıyan arkadaşı, Glenn suçlu. "Bir sözcük kullanıyor ve bir insanı mahvediyoruz, bizim tarafımızdan mahvedilen bu insan o anda, yani onu mahveden sözcüğü kullandığımız anda, bu ölümcül gerçekten habersiz oluyor, diye düşündüm. Böyle öldürücü bir sözcükle öldürücü bir kavram olarak karşılaşan kişi, sözün öldürücü etkisinin henüz farkında değildir, diye düşündüm. Glenn Horowitz kursu başlamadan önce Wertheimer'e bitik adam demişti, diye düşündüm, hatta Glenn'in Wertheimer'e bitik adam diye hitap ettiği kesin saati bile bulabilirim. Bir insana öldürücü bir söz ediyoruz ve doğal olarak o anda ona öldürücü bir söz ettiğimizin farkına varmıyoruz, diye düşündüm. Glenn'in Wertheimer'e Mozarteum'da bitik adam demesinden yirmi sekiz yıl, Amerika'da söylemesinden on iki yıl sonra öldürdü kendini Wertheimer." Bilmiyorum, belki de Wertheimer'ın dengesizliğine, kendi yükseliş ve alçalışları içindeki boğulan haline daha yakın hissettiğim için böyle düşünmüşümdür... Yine de bitmez. Anlatımımla. Bitik Adam üç aşamalı bi' güzellikle oluşturulmuş bi'kitap. Biz Gleen Gould'la mükemmeliyete, anlatıcının "kendi"likli yorumlarıyla orta seviyeye, Wertheimer'le ise "bitik" seviyeye ulaşıyoruz. Thomas Bernhard'ın sürekli "düşündüm, ..düşündüm, ... düşündüm" vurgusu olayın akılda nasıl ani'li, birden bire hareketlendiğini gösteren bi' dürtmeydi benim için, rahatsız olmadım. Sadece alışkın olmamak vardı; bu yüzden farklılığı, dili, nefreti, sert söylemleri, kişiyi samimice ve sert ele alışıyla dahi Bernhard'ın okunması gereken bi' yazar olduğunu düşün(düm)üyorum...
Bitik Adam
Bitik AdamThomas Bernhard · Yapı Kredi Yayınları · 20201,446 okunma
··
231 görüntüleme
Ramazan Kudat okurunun profil resmi
Düşüncenin hızı karşısında zaman çok çaresiz. Çok etkleyici bir cümle oldu benim için. Yazarı da baya merak ederim zaten. İncelemene sağlık ^_^
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.