Gönderi

Kapıyı açıyor. Derin çizgilerin toplaştığı yüzünde kocaman bir boşluk var. Uzun zamandır havalandırılmamış yerlere özgü bir hava, yalnızlık ve insan dışkısı kokan girişe alıyor beni. Üç sandalye ile çevrelenmiş küçük bir masa, soluk kırmızı puanlı bir örtü; üzerinde yarısına kadar dolu cam bir sürahi var; su düzgün durmuyor, ya masa eğri ya da zemin. Öbür odalara ya da tuvalete, mutfağa, her neyse bir yerlere açılan üç kapı da kapalı. Yaşlılığın yumuşak, duyulmaktan çok sezilebilen korkunç sesleri sinmiş dört bir yana; dış dünya içeri sızamıyor. Bir sandalye uzatıyor bana. Anlaşılan burada ağırlanacağım.
·
6 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.