Gönderi

Sanat
Giyinişler vardır. Cismen değil, his olarak. Maddesizce ve aracısızca. Onun adı sanattır. Bunun ne düzeyde olduğunu bir kaç kelimeyle ifade edecek olsam özgürlük, evrensellik ve güzellik derim. Sanat neden güzeldir? Bir insanın içinden, ruhunun derinliklerinden gelen bir isteği barındırır çünkü. Aslında insan içine, topluma çıkarılan o üreti, kişinin ne karmaşalarından, uçuk anılarından, göz kaçırışlarından doğar... Saf güzelliğin ardında nefret, öfke, hınç gibi kırmızı duygular; mutluluk, hüzün, umut gibi yeşil duygular ya da tutku, umut, kıskançlık gibi mor duygular vardır, bilemeyiz. Tüm bu bilemeyişlerin ne şekilde, nasıl ve ne tür bi' kombinasyonla gerçekleşmesi tahmini imkansız, biricik yaratı demektir. Bu, fikren, varlık olan ne yüce şeydir! Sanat neden özgürdür? Çünkü sınırsızdır. Sınır nedir demeli o halde.. sınır kalıbın, dayatının altına giren zihindeki parazittir. Bu parazit bakışı köreltir ve bu körelme kangrenin bedenin diğer kısımlarına yayılması gibi kişinin hayatına hızla yayılır. Oysa, zaten yeterince sınırlı olan; bedeniyle, odasıyla, çevresiyle, dünyasıyla yeterince sınırlı olan insana daha yüce, üst ve sınırsız olan şey gereklidir, bu en doğal istektir. Sanatın doğallığının altında, kişinin sınırlı olduğu gerçeği yatar. Bu gerçeklikse sanat üretisinde kişinin temel itkilerindendir. Kişi, kendi dünyasının ardında gerçeğe bir adım daha yakın olma isteğini duyar. Buradaki gerçeklikten kasıt, sonsuzluktur. Ne şiirler vardır ki nice filme, yazıya, heykele ilham olmuştur, nice ruhta heyecanlı, tarifsiz bi' hisle sarılmıştır kişiye ve sınırlarını zorlayan bir hisle bırakmıştır kişiyi... Tüm bu sonsuzluğa atılan tek bir adım, aslında sanatın kendi üretisindeki en temel araçlardan biridir. Sanat özgürdür çünkü o kuşbazdır. Uçkundur. Fikirlerdeki zinciri görmeye çalışmalı burada. Kişisel, ruhsal zincirler... Hayattaki, rutindeki sınırlılığın ardı bilindik yollarla işaretlidir. Oysa sanat, merak edilenin, bilinmeyenlerin, tahminsizliklerin içerisinde yeterince bilinmediktir, özgürdür. Sanata; yazına ya da görsel sanatlara duyulan aşkın ardında bu vardır: ölçüsüzlük. Çünkü aşkın yoğunluğu ve sınır tanımazlığı burada da kendini hissettirir. Taşkınlıklarda hatalarla, dengeli hallerde güzellikle hissettirir bize kendini ve onu doğallıkla kabulleniriz, kendimizden bir parça gibi. Aslında bu durum güneşe ve aya benzetilebilir. Dünyadaki yaşam kişinin güneşli haliyse; bunun en sevgili, düşsel ortamdaki yansıması ay olur. Kim inkar edebilir sanatta ay'lı hislere kapılmadığını? Fikirleri özgürce bünyesinde barındırıp en ihtiyacı olduğu vakitte kişileri ışıtarak aydınlatan varlığın en aylı halidir sanat. Kişiyse tıpkı doğanın kendi içindeki döngüsünde olduğu gibi, kendi ayı olan sanata doğallıkla açtır. Doğallığın güvenliği kişinin bir parçası haline getirir sanatı. Sanat evrenseldir çünkü doğallığından gelen bi' oluşumdur o. İnsanlığın kendisinden kattığı, oluşumlar oluşumudur. Derin, çetrefil, ayrıntılı, ipe sapa gelmez, asla bitmeyen bi' insanlık koluyla dolanmıştır sanatın çevresi. Fikir! Kişinin fikrinden beslenir o, ve tüm insanlıktan ayırt etmeden, en dinamik en çağlayan haliyle beslenirken, bir yandan da besleyen.. toprak gibidir o! Sulanmaya ihtiyaç duyan, kişiye muhtaç olan toprak kat be kat cömertlikle, en güzel yiyecekleriyle kişiye katlı bi' iyilikte bulunur. Sanat da öyledir. Tüm insanlıktan, fikirlerden ayırt etmeden beslenir ve yine en güzel haliyle ilham olarak, güzel hislerle insanları başı sonu olmadan, duraksızca besler, o daha cömerttir. Kişi sanatın sınırsızlığıyla çoğalırken, sanat kişinin fikirleriyle tek'leşir. Kişi sanatla devinirken, sanat kişinin eliyle belirginleşir. Kişi sanatla uçarken, sanat kişinin hareketleriyle fikirden çıkıp dünyaya ayak basar. Kişi sanatla sarhoş olurken, sanat kişiyle irade, form ve görüş kazanır. Tüm bu zıtlıktır belki de bağımlılığın nedeni. Bağımlılığında bile nice doğallık barındıran bu birleşim belki de kişinin hayattaki en gerçek aşkıdır. Sonsuzluğa uzanan...
··
18 views
Ayşe* okurunun profil resmi
Bugün 2. kez okudum yazınızı, gerçekten çok güzel bir fikir akışı. Dünyayı güzelleştiren bir şeyler varsa eğer bunun başında sanat geliyor, her türlüsü. Sonsuzluğu da sanatta arıyoruz, gerçekliği de sanatta arıyoruz, derinliği de sanatta arıyoruz ve sanat belki de asla nihayet ulaşamayacağımız şeylere bizi daha da yaklaştırdığı için böylesine değerli ve kıymetli. İyi ki var! Atamızın şu sözüyle bitirmek istiyorum; “Sanatsız Kalan Bir Milletin Hayat Damarlarından Biri Kopmuş Demektir” Mustafa Kemal Atatürk
meltem şen okurunun profil resmi
Beğenmenize sevindim :) Atatürk'ün sözü keisnlikle çok haklı. Size katılıyorum. Sanat bi' yaşam damarı ve sınırlı olan kendi hayatlarımızın dışında o rengarenk ve kucaklamaya hazır. Doğallığını samimiyetle hissettiren böylesi ne var ki dünyada..
Selman Ç. okurunun profil resmi
Çok güzel bir yazı olmuş bu yaa hele de şu kısım "Kişi sanatın sınırsızlığıyla çoğalırken, sanat kişinin fikirleriyle tek'leşir. Kişi sanatla devinirken, sanat kişinin eliyle belirginleşir. Kişi sanatla uçarken, sanat kişinin hareketleriyle fikirden çıkıp dünyaya ayak basar. Kişi sanatla sarhoş olurken, sanat kişiyle irade, form ve görüş kazanır."
meltem şen okurunun profil resmi
Beğenmenize sevindim :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.